ANA SAYFA Yunanistan Yunan Adaları Gemiyle Yunan Adaları Gezisi

Gemiyle Yunan Adaları Gezisi

Gemi ile Yunan Adaları hayallerimde yer alan bir gezi idi. İzmir’de yaşamak, bize bavulunu toplayıp hemen gemiye binip denize açılma fırsatı ve heyecanı sağlıyor. 

Bu yazıda amacım gezdiğimiz adaların tüm gezilecek yerlerini detaylı yazmaktan çok gemi ile gezmenin ayrıcalığını yaşatmak ve gezilen adalarda ekstra tur almadan kendi rotanızı nasıl çizebileceğinizi anlatmaktır. Gemi ile gezerken her bir adada en fazla 7-8  saat kadar zaman geçirebiliyorsunuz. Buralarda hangi ulaşım araçları ile bu sürede nasıl gezilebileceğini anlatmaya çalıştım. Adalarda daha uzun süre kalma durumunda yapılacaklar ayrı bir yazı konusudur. Örneğin Midilli Adası, Samos Adası  yazılarımda bir ada  üç gün kaldığımız için gezilecek yerler daha detaylı anlatılmaktadır.

Midilli Adası Gezi Rehberi: Zümrüt Ada

Samos Adası Gezi Rehberi: Zümrüt Ada

Yunan Adaları gemi turu 3 veya 4 gecelik olarak düzenleniyor. Dört gecelik  ETS tur gemisi her pazar  Çeşme’den hareket ediyor, Perşembe sabahı geri dönüyor. Fiyatları kamara türüne bağlı olarak kişi başı 299 Euro’dan başlıyor, erken rezervasyon ile bu fiyattan penceresiz kamara bulunabiliyor. Fiyatın içerisinde  sabah kahvaltısı, açık büfe öğlen yemeği, akşam yemeği, akşam üzeri çay kahve ikramları ve günlük iki çeşit alkollü ve alkolsüz içecek bulunmaktadır. Ayrıca açık büfe yerine alakart restoranda da ücretli yemek  seçeneği de bulunmaktadır. Seyir halindeyken gemideki “duty free” den alışveriş yapılabilmektedir.

Her sabah farklı bir limanda uyanıp, farklı bir adayı gezmek gemi ile seyahatin en güzel yönlerinden. Akşamları da gemi yeni destinasyonlara doğru yol alırken, siz zengin sofralarda, şık masalarda  yemeğinizi canlı müzik eşliğinde yiyebilir, değişik animasyonlar izleyebilirsiniz. ETS son derece profesyonel bir ekip ile güzel bir hizmet sunmaktadır.
 
Adaları gezmek için profesyonel rehberlik hizmetleri verilmekte ancak bu geziler ekstra tur olarak fiyatlanmaktadır. Bizim gezimizde üç ada ve Pire Atina ekstra turlarının toplam fiyatı 200 Euro civarında idi. Bu turları satın alıp rahatça dolaşabilirsiniz. Böylece gemi konaklama ve yemek için verdiğiniz kadar bir rakam ödemeniz gerekiyor.  Biz gezgin olarak bu turlara katılmadan adaları minimum maliyet ile gezdik. Adaları anlatırken her adada kendi turlarımızdan söz edeceğim. 
Mikonos Adası

Gemi Çeşme Limanı’ndan  saat 15.00’te hareket etti. Saat 20.00’de  Mikonos Limanı’na vardık. Limandan otobüs ile merkeze ulaştık. Yürüyerek adanın ara sokaklarında dolaştık.
Gemiyle Yunan Adaları

Şık restoranlar, barlar, hediyelik eşya dükkanları, sevimli sokakları ile Mikonos renkli gece hayatı seçenekleri sunan özel bir ada. Sokaklarda dolaşıp, gecenin sonuna doğru deniz kenarında bir barda bir şeyler içtik. Benim için bu  gezide eksik hissettiğim Mikonos’u gündüz görememek oldu. Adanın sadece gecesini gördüğümüz için  kafamda adanın resmi oluşmadı. Aslında Mikonos gece hayatı ile ünlü olduğundan birçok kişi için adanın sadece gece hayatını yaşamak yeterli gelebilir. Benim açımdan gün içinde adayı gezip, gece de zaman geçirmek daha cazip olabilirdi. Gemi sabah 6.30’da  limandan ayrıldı.

Santorini Adası

Santorini’ye pazartesi günü saat 13.00′ te ulaştık. Gemi adaya yaklaşırken karşıda volkanik kızıl bir tepe görünüyordu. Kıyıda deniz kenarında bir yerleşim görünmüyor, şehir tepeye kurulmuş. Gemi açıkta demirliyor, tender botlarla dik bir yamacın eteğine kıyıya ulaştık. 
Ekstra tura katılanlar otobüs ile kıyıdan ayrıldılar. Biz ise yola çıkmadan yaptığımız çalışmalar sayesinde adada nasıl gezeceğimizi planlamıştık Botların yanaştığı kıyıdan tepeye çıkmak için basamaklar bulunuyor. Beş yüz seksen sekiz basamaktan yürüyerek veya eşekler ile çıkılabilir. Tabi zamanı ve enerjisi bol olan kişiler gezinin başında ağır ağır tepeye çıkmanın zevkini yaşayabilirler.  Biz  adayı gezmeye bu kadar merdiven tırmanıp yorularak başlamak istemedik doğal olarak. Güne enerjik başlayarak adayı doyasıya dolaşmak istedik ve bu çok kolay idi. En güzel yol teleferik ile tepeye çıkmak, kıyıdan sadece kişi başı 5 Euro ödeyerek teleferik ile yukarıya  Thira (Fira) köyüne ulaştık.
Teleferikten iner inmez karşımıza yukarıdan aşağıya doğru birbiri üzerinde sıralanmış  beyaz evler ve harika bir deniz manzarası çıkıyor. Hemen bu çarpıcı mavi beyaz uyumlu manzaranın fotoğrafını çekme isteği oluyor. Sabah saatinde de, güneş batarken de harika fotoğraf kareleri çekebilirsiniz. Thira’nın dar beyaz sokaklarında sevimli dükkanlar, kafeler arasında ağır ağır gezindik. Burada epey bir zaman geçirdikten sonra Santorini de mutlaka görülmesi gereken Oia Köyü’ne ulaşmalıydık. 
Santorini fotoğraflarında zihinlerimize kazınmış bembeyaz evleri ve mavi kiliseli Oia köyü, Thira’ya 11 kilometre uzaklıkta. Thira merkezden yerel halkın kullandığı otobüslerle sadece tek gidiş 1.80 Euroya Oia’ya ulaşmak kolay. Oia adanın en kuzeyinde, evleri beyaz badanalı, çatısız, mavi kapılı ve mavi pencereli çok sevimli bir köy. Dar sokaklarda kafelerin restoranların yanı sıra şık butikler ve sanat galerileri de yer almakta. Biz de dayanamayıp bu dükkanlarda ve galerilerde zaman geçirdik. Adaya özgü takılar, hediyelik eşyalar almaktan kendimizi alamadık.

Zamanımızın büyük kısmını kartpostal görüntülü volkanik adanın kayaların üzerindeki muhteşem deniz manzarasını izleyerek geçirdik. Thira’ya dönüş için yine aynı belediye  otobüsü kullandık. Güneş batarken ulaştığımız Thira’da, manzaralı bir kafede, kahve eşliğinde harika bir güneş batışı izledik. Gemimize binmek üzere kıyıya tekrar teleferik ile indik. Bu adaya daha önce gelen bir arkadaşım deniz kenarına basamaklardan inmeyi  tercih ettiklerini ancak bu yolun yoruculuğunun yanı sıra, basamaklarda  eşeklerin pislikleri arasında yürümekte zorlandıklarını belirtmişti.

Santorini’de gezi için harcadığımız rakam teleferik gidiş dönüş  10 Euro, belediye otobüsü için 3.60 Euro idi. Ekstra turlar sizi ayrı bir plaja veya manzaralı başka bir tepeye götürebilir. Biz ise otobüste çok zaman geçirmek yerine zamanımızı iki güzel köyde geçirmeyi tercih ettik.

Gemimiz saat 21.00’de Santorini’den ayrıldı. 
Rodos Adası

Gezimizin üçüncü ve Yunanistan’ın en büyük adası Rodos Adası. Adaya sabah 8.00’de ulaştık, saat 17.00’ye kadar adada zaman geçirdik. Rodos’ta gemi limana yanaştı ve yürüyerek limandan çıktık.

Ekstra tura katılanlar, limandan otobüsler ile uzaklaşırken bizim gibi tur almayanlar hep birlikte yürüyerek surların içerisinde yer alan eski şehre girdik.

Eski şehir iyi korunmuş, Sövalyeler ve Osmanlı etkileri bu bölgenin mimarisinde damgasını vurmuş. Önce Şövalyeler Caddesi’nden geçerek  Büyük Üstat Sarayı’na ulaştık.
Tarihi boyunca  yönetim merkezi olan bina bugün müze olarak kullanılmakta. Müze giriş ücreti 5 Euro.

Eski şehirde Osmanlı yapıları arasında  iki cami Recep Paşa Cami ve Süleymaniye Cami yer almaktadır. Şehir meydanında küçük, sevimli kafeler bölgeye renk katıyor. 

Eski şehri yürüyerek dolaştıktan sonra deniz kenarına çıktık. Burada tüm şehri ve plajları da gezdiren üstü açık gezinti trenine binerek Rodos’un yeni şehri, yerleşim alanlarını ve güzel plajlarını gezdik. Bu trene sadece kişi başı 6 Euro ödedik. Rodos’a daha uzun süre zaman ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Lindos bölgesi de görülmesi gereken yerler arasında yer almakta, ancak merkeze altmış kilometre uzaklıkta olduğundan bir günlük sürede oraya zaman ayırmak mümkün olamadı. Benim için Rodos ileride tekrar gidilip kalınacak bir ada olarak not edildi. Fethiye ve Marmaris’ten her gün kalkan gemiler ile  sadece bu adaya gezi planlanabilir. 
Pire-Atina

Son durak Pire Limanı idi. Yine gemide ekstra tur olarak Atina gezisine katılmak mümkündü. Tülin hocam birden çok kez Atina’da bulunmuş, ben de yine bu yıl özel olarak Atina’da üç gecelik bir gezi yapmıştım. Pire bir liman şehri, Atina’ya yakın metro ile 15-20 dakika sürüyor. Nisan ayında Atina’dan Pire’ye gezmeye gelmiştik. Bu kez tersini yaptık.

Tüm günü Atina’da geçirmek daha keyifli olacaktı. Liman çıkışında (Hop On Hop Off) otobüsler bekliyordu. Bu otobüsler turistik şehirlerde istediğin durakta inip binerek tüm gün gezebileceğin otobüsler. Genellikle gezdiğim yerlerde harita ve toplu ulaşımı kullanırım. Bu kez zaten Atina’yı iyi bildiğimiz için otobüs ile sevdiğimiz yerlerde ineriz diye düşünerek bu otobüse bindik. Otobüse 16 Euro  ödedik, önce tüm Pire’yi gezdik sonra Atina’ya ulaştık. 

Açık otobüs ile şehrin en sevdiğimiz yerleri Akropol, Monastraki Meydanı, Plaka’da dolaşıp, Akropol manzaralı bir tavernada  kalamar yedik, Syntagma Meydanı’nı da tekrar görmek için oraya kadar yürüyüp otobüsümüze binip Pire’ye döndük. 

Pire’ye sabah 11.00’de ulaştık ve saat 17.00’de ayrıldık. Bu gezide Atina’nın önemli ve belirli bölgelerini görmek için yeterli bir süre sayılabilir. Bana göre Atina daha uzun sürede gezilmeli. Son yıllarda sağlanan vize kolaylıkları ve daha çok firmanın Atina’ya direkt uçuşları ile Atina’ya giden Türk turist sayısı artmış durumda. Son iki yılda Sakız Adası ve Midilli Adası’nda bir kaç gece kalarak Yunanistan’a adım atmıştım. Ancak Atina’yı daha detaylı gezmek istediğim için 2015 yılının Nisan ayında üç gece dört gün kalmak üzere Atina’ya gittim. Bazı gezginlerin Atina’yı sadece tarihi eserler açısından değerlendirip, fazla özelliği olmayan bir şehir, Türkiye’de çok daha fazla tarihi eser bulunuyor diye değerlendirmelerini okumuştum. Oysa her şehrin farklı açılarda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Atina’da Akropol, Zeus Tapınağı, Arkeoloji Müzesi’ni gezdik. Ancak bu geziler dışında sokakta yürümek, insanları incelemek, akşam bir tavernada uygun fiyatlı, lezzetli deniz ürünleri yiyerek, güzel müzik dinlemek Atina’dan güzel duygular ile ayrılmaya yol açıyor. Nerelisin diye soran Yunanlılar, Türk olduğunuzu duyunca birkaç kelime Türkçe konuşuyor, komşu diyor veya dedelerinin atalarının Türkiye’den göçtüğünü anlatıyor. Atina’da dolaşırken Türkiye’nin batı bölgesinde dolaşıyor gibi hissediliyor. Yumuşak iklimi, insanların rahatlığı, neşesi sizi sarıyor tanıdık bir şehirde dolaşma keyfi yaratıyor.

Gemi Turunun Özellikleri

Dört gecelik gemi turu çok keyifli geçti. Öncelikle evden çıkıp 20 dakika sonra limana ulaşma şansımız vardı. Bavul toplamadan değişik yerleri görebildik.

Üç öğün yemek gemide yendiği için adalarda dolaşırken yemek için harcama yapmak gerekmiyor. Sadece beğendiğimiz, manzaralı  kafelerde kahve içtik. Ekstra tur almadık, kendimiz gezdiğimiz için maliyetimiz yüksek olmadı. Çok konforlu, fazla yorulmadığımız güzel bir gezi keyfi yaşadık. Ayrıca gemide düzenlenen tavla turnuvasında yarı finale kaldım ve ikinci oldum ve madalya kazandım. Bu turnuva da  güzel bir anı oldu.

Gemi perşembe sabahı saat 07.00’de Çeşme Limanı’na girdi. Bu  gezi de  güzel duygularla anılarımızda yerini aldı.

Gemiyle Yunan Adaları turu rahatlığı, konforu ile farklı bir gezi. Biz gezgin olarak bulunduğumuz yeri detaylı gezmeden rahat edemeyiz, ancak bu gezide böyle bir beklentiye girmeden, adada kalınan sürenin keyfini çıkartmaya bakmak gerek sanki. 

7 COMMENTS

  1. Turgay bey yazımın size yardımcı olmasına çok sevindim. Belirttiğim gibi kısa bir yazı amacım size adaları dolaşmanızda yardımcı olmak ve gemi gezisinin keyfini anlatmaktı. Size çok keyifli bir gezi diliyorum.

  2. Tülay Hocam Mustafa Bey aracılıyla Yunana Adaları turunda sizinle tanışma fırsatı bulmuştum. Yazılarınızı takip ediyorum. Çok güzel geziyor ve yazıyorsunuz. Gittiğiniz yerleri tanıma fırsatı buluyorum. Teşekkür ederim.

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here

Exit mobile version