ANA SAYFA Gezi Notları Pinnawala Fil Yetimhanesi: Sri Lanka

Pinnawala Fil Yetimhanesi: Sri Lanka

Hint Okyanusu’nun incisi olarak bilinen Sri Lanka’nın başkenti Kolombo’da düzenlenen Uluslararası Yükseköğretim Kalite Güvencesi Ajansları Ağı (INQAAHE) toplantısına katılacağımı öğrendiğimde yaşadığım heyecan inanılmazdı. İlk defa bu kadar doğuya gidecektim.

İslam inancına göre Hazreti Adem cennetten kovulunca Sri Lanka’ya indirilmiş, Sri Lankalılar Hazreti Adem’in dünyaya yabancı olmasın diye cennetten bir parça olan bu topraklara indirildiğine inanıyor. Hazreti Adem’in dünyaya indirilmesi anlatılırken Serendip – beklenmedik şeyler ülkesi (serendipity–“hoş tesadüf”, “beklenmedik anda gelen mutluluk”), çay deyince Seylan olarak bildiğimiz Sri Lanka tropik ormanlarla kaplı ve Hindistan’ın güneyinde yer alan küçük bir ada. Yaklaşık 450 yıl Seylan olarak anılan ülkenin bu isminin anlamı, bir rivayete göre nehirlerin taşmasıyla meydana gelen sellerden dolayı “akmak” anlamından gelmektedir. Seylan, 1972’ye kadar ülkenin resmî ismi iken, bu tarihte Budistlerin de baskısı ile “Kutsal Toprak” anlamında Sanskritçe bir ifade olan “Sri Lanka” olarak değiştirilmiş.

Tüm Asya ülkeleri gibi Sri Lanka da uzun bir sömürge tarihine sahip. İlk olarak 1505’te Portekizlilerin ardından 1638’de Hollandalıların sömürge süreçlerini yaşamış. İngiliz sömürge idaresi ise bu topraklara 1796’da gelmiş. İngilizlerin izleri ülkede hâlâ canlı aslında. En çok çayı, baharatları ve değerli taşlarıyla ünlü bir ülke. Sri Lanka’nın tarihi yaralarla dolu. Hükümet güçleri ve Tamil Kaplanları arasında uzun yıllar süren savaş (1983–2009) Tamil Kaplanlarının kaybetmesi ile son bulmuş ama yaşanan bu çok çetin iç savaş, bu cennetten parça beldeyi tarumar etmiş, turizm ile yaralarını sarmaya çalışan Sri Lanka’nın 2012 yılında ziyaretçi sayısı sadece 450 bin iken, 2018 yılında 2,3 milyona ulaşmış. Çok daha büyük bir sıçrama yapmayı planlıyorken, 29 Nisan 2019’da gerçekleştirilen ve 260 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısı bu süreci olumsuz etkiledi.

Sri Lanka sadece çayları ile değil, değerli ya da yarı değerli taşları (ametist, akik, blue topaz, ay taşı, yakut gibi), baharatları, tropikal meyveleri ve tabii tuk tuk denen ulaşım araçları ile de ünlü. Tuk tuk motosiklet ile taksi arası, yani motosikletli taksi.

Sri Lanka’da din çok önemli. % 70 Budist, % 20 Hindu, % 8 Müslüman, % 2 Hristiyan ve diğer dinlere mensup bireylerden oluşuyor. Aynı sokakta kilise, cami, Hindu ve Budist tapınakları yan yana. En önemli özellikleri, bütün inançlara aynı derece saygı gösteriyor olmaları. Sizden de aynı oranda saygı bekliyorlar. Bu ülkede her şey bir öğreti. Tapınaklara ayakkabısız girmek, lotus (nilüfer) çiçeğini ellerinde incitmeden tutmak, fillerin canlarını yakmıyorsan sana saldırmadığını, tam tersine elinden meyve yediğini görmek gibi.

Lotus (nilüfer) çiçeği, birçok Doğu kültüründe büyük sembolik ağırlığa sahiptir ve dünyanın en kutsal bitkilerinden biri olarak kabul edilir. Nilüfer çiçeğinin diğer bitkilerden farklı bir yaşam döngüsü var. Kökleri çamura saplanmıştır. Her gece nehir suyuna dalar ve çamurda sığınak bulur, ertesi sabah, yapraklarındaki mumsu koruma tabakası nedeniyle, mucizevi bir şekilde pırıl pırıl yeniden çiçek açar. Pek çok kültürde bu süreç, çiçeği yeniden doğuş ve ruhsal aydınlanma ile ilişkilendirilir. Günlük yaşam, ölüm ve yeniden ortaya çıkış süreciyle, çiçeğin böyle bir sembolizme sahip olmasına şaşmamalı. Bir nilüfer tohumu susuz binlerce yıl dayanabiliyor ve iki yüzyıl sonra filizlenebiliyor. Çiçeğin bu büyüleyici yaşama isteği hayranlık verici değil mi?

Bu anlamlardan dolayı nilüfer çiçeği, bazı kültürlerde sıklıkla ilahi figürlerin yanında görülür. Mısırlılar için çiçek evreni temsil ederken, Hindu kültüründe tanrı ve tanrıçaların nilüfer tahtlarında oturduğu söylenir. Bir efsaneye göre, Buda, yüzen bir nilüferin tepesinde görünmüş ve bebek Buda’nın bastığı her yerde bir nilüfer çiçeği açmış. Nilüfer çiçeği, renklerine göre de farklı anlamlar taşıyor. Beyaz bir nilüfer çiçeği, zihnin ve ruhun saflığını; kırmızı olanı, şefkat ve sevgiyi ifade ederken, mavi nilüfer çiçeği sağduyuyu, bilgeliği ve mantığı ifade ediyor. Pembe nilüfer çiçeği, Buda’nın tarihini ve Buda’nın tarihi efsanelerini; mor bir lotus çiçeği maneviyat ve mistisizmi ifade ediyor. Son olarak, altın nilüfer çiçeği ise özellikle Buda’da tüm başarılarını temsil eder.

Tabii ki Sri Lanka ile ilgili anlatılacak o kadar çok şey var.  Ancak altı gün kaldığımız Kolombo’yu toplantıdan kalan zamanlarımızda gezmeye ve tanımaya çalıştık. Ancak, program düzenleyicilerin hazırladığı bir günlük gezi turunda Pinnawala Fil Yetimhanesi ile Keleniya Tapınağı bizim inanılmaz bir gün geçirmemizi sağladı. Bu yazıda sadece Pinnawala Fil Yetimhanesi’ni anlatacağım.

Detaylı Sri Lanka Gezi Rehberi-Hint Okyanusu’nun İncisi yazımızı linkten okuyabilirsiniz.

Pinnawala Fil Yetimhanesi

Dünden bugüne pek çok kültürde, iyi şansın sembolü olarak kabul gören, cüsseleri büyük ancak bu cüsselerine rağmen son derece duygusal olan fillerin, insanlara benzer duygulara sahip oldukları biliniyor. Filler, antik Çin’de güç, bilgelik, doğurganlık ve dayanıklılığın sembolü olarak kabul edilirken, Hindu düşünce şekline göre ise, kadim bilgi, bilgelik, hafıza, yetenek, sağlık, doğurganlık, korunma, güç ve şansı sembolize eder. Çin, Hindistan ve Afrika ülkelerinde fil kraliyet gücünün amblemini taşır. Hükümdarların savaşlarda filleri kullanması, fillere ve fil simgesine önem vermesi ve aralarında hediyeleşmede en azından bir kere de olsa fil sembolü olan bir eşya göndermesi bu nedenle olsa gerek. Fil Buda’nın da yedi hazinesinin biri ve Budizm’de kutsal olarak sayılıyor.

Fil, diğer kültürlerde kutsal kabul edilmese bile harikulade oldukları düşünülür ve hayranı çoktur. Harold Pearl ile Helen Aberson’ın kitabından ve 1941 yapımı animasyondan 2019 yılında yeniden uyarlanan Dumbo filminin konusu olan yeni doğmuş, koca kulaklı sevimli fili nasıl unutabiliriz. Kim bilir kaçımız sevdiklerimize fil hediye ettik? Kim bilir kaçımızın evinde duvarımızda/kapılarımızda asılı ya da sehpalarımızda/dolaplarımızda duran fil bibloları bulunuyor? Günümüzde fil özellikle ev dekorasyonunda bilgelik ve pozitif şansı temsil ediyor. Tabii ki, fil dişinden yapılmış fillerden ve hediyelerden uzak duruyorum. Her gün fildişi için yaklaşık 100 filin öldürüldüğünü biliyor muydunuz?

Sri Lanka’dan birkaç hediyelik eşya alayım derseniz, her şeyin fillerle ilgili olduğunu görüyorsunuz. Çünkü bu ülkede filler çok önemli.

Sri Lanka’da bu heybetli hayvanlar için bir de yetimhane bulunuyor. Pinnawala Fil Yetimhanesi’ne giderken çok heyecanlıydık tabii ki.

Bu yetimhanede, ülkenin dört bir yanından toplanan bir şekilde ailesini (filler aile olarak yaşıyor ve aile olarak ölüyorlar, bir anne fil kendi yavrusu dışında başka bir yavru filin bakımını asla üstlenmiyor) ya da yolunu kaybederek yalnız kalmış, avcıların elinden kurtarılmış, mayın patlaması ya da farklı nedenlerden yaralanan, hastalanan ve çeşitli yerlerden nakillerle gelen filler devletin bakımı altında yaşıyor.

Ormanda kaybolmuş yetim bebek fillerin ya da yaralı yetişkin fillerin çiftçilerin çeltik tarlasına girip, ortalığı talan etmeleri üzerine çiftçilerin mağduriyetini önlemek amacıyla kurulan yetimhanenin amacı bu filleri tekrar hayata tutundurmak olmuş.

Sri Lanka Yaban Hayatı Koruma Bakanlığı tarafından başkent Kolombo’ya 112 kilometre uzaklıktaki Rambukkana kentine bağlı kasabada Maha Oya Nehri’ne bitişik 25 dönümlük bir hindistancevizi arazisinde kurulmuş, 1978’de yetimhane Ulusal Zooloji Bahçeleri tarafından Yaban Hayatı Koruma Bakanlığı’ndan devralınmış. 5 küçük file ev sahipliği ile başlayan süreç, zaman içerisinde sayı artmış yetimhane bugün çoğunluğu dişi olan 93 file ev sahipliği yapmakta (http://nationalzoo.gov.lk/elephantorphanage).

Yetimhanede 50 bakıcı çalıştırılırken filler, özel bir güvenlik birimi tarafından korunuyor. Bakıcılar “Mahut (mahout) – fil eğitmeni” olarak isimlendiriliyor. Mahut, bir aile mesleği ve bir mahout fil bakımına çocukken başlıyor ve hayatı boyunca tek bir hayvanla çalışıyor. (https://tr.qaz.wiki/wiki/Mahout)

Pinnawala’daki birkaç dönümlük bir alanda gün boyunca sürü halinde serbestçe dolaşması ve çiftleşmesi için fillere fırsat tanınıyor. İlk bebek fil 1984 yılında doğmuş, bugün ise üçüncü kuşak torunları bulunuyor.

Günde iki kez yapılan beslenmede turistler de bakıcılara yardımcı olabiliyor. Filler, öğleden önce ve sonra yetimhaneye 400 metre uzaklıktaki Maha Oya Nehri’nde su içmeleri ve banyo yapmaları için getiriliyor. Günde iki kez, 400 metrelik yolu, o koca cüsseleriyle salına salına hediyelik eşya satan dükkanların önünden gidişleri var ki görmeye değer. Biz de sabah rutinlerini izledik.

Filler muz yaprağı ve bambu yiyorlar genellikle. Ancak, meyvelere de hayır demiyorlar. Yetimhanedeki bebek filler süt ve meyve ile beslenirken, yetişkin bir fil günde 50 kilogram ot, ince dal, yaprak ve meyve yiyip, yaklaşık 200 litre su içiyor. Eğer isterseniz, buradan bir fil evlatlık edinerek, yıl boyunca tüm masraflarını karşılayabilirsiniz. Ama yanınıza alıp götürmek yok, sizin adınıza burada bakımı yapılıyor.

Pinnawala Fil Yetimhanesi bir çok bilim insanının ya da aktivistlerin dikkatini çekmiş, bir çok araştırma yapılmış, hakkında önemli sayıda kitap ve araştırma makalesi birkaç dilde yayınlanmış. Pinnawala’daki filler profesyoneller ve amatörler tarafından bir çok kez filme alınıp, videoya çekilmiş, fotoğraflanmış. Kuşkusuz, bunların içinde Pinnawala Fil Yetimhanesi’ni öven, destekleyen görüşler olduğu gibi, kesinlikle karşı çıkan ve eleştiren görüşler de var. “Sri Lanka’daki Pinnawala Fil Yetimhanesini neden ziyaret etmemelisiniz?” başlıklı paylaşımlarla karşılaşabilirsiniz. Parkta dolaşırken, şahit olunan fillere davranış biçimini onaylamayanlar olduğu gibi, fillerin zincirlenmesini doğru bulmayanlar da var. Filelerin bazılarının suda uzanmaya zorlanmaları da diğer bir eleştiri konusu. Ancak, Pinnawala Fil Yetimhanesinin filler için ideal bir ortam olmasa da hayvanlar için güvenli bir sığınak sağladığına inananların sayısı oldukça fazla. Beyaz okul kıyafetleri ile öğretmenleri ile birlikte yetimhaneyi seyreden öğrencilerin heyecanı da görülmeye değerdi.

Yol boyunca kortej halinde ilerleyen filleri izlemek, yemek yemelerine ve nehirde banyo keyfi yaparken görmek oldukça keyifli ve inanılmaz bir deneyimdi. Şu an salgın (Covid-19) ile nedeniyle geçici olarak ziyaretçilerin filleri beslemesine izin verilmiyor.

Son Söz

Bağımsızlığını kazanmadan önce Portekiz, Hollanda ve İngiltere egemenliğinde kalan Sri Lanka’da antik kentler, Budist tapınakları ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki tarihi yerleri görmek için tekrar ziyaret edeceğim Sri Lanka’yı. Sri Lanka dönüşü yaşama bir başka açıdan bakmayı öğrendim. Yoksulluk, açlık çok belirgin ama herkes mutlu ve son derece saygılı. İç savaşın yıprattığı bir çok şeyde zarara uğramış bu ülkede tek zarar görmemiş şey galiba insanların yüreğindeki cömertlik ve temizlik. Ben bu ülkeden ve insanlarından çok etkilendim. Andrew McCarthy’nin dediği gibi “ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.”

Pinnawala Fil Yetimhanesi ise sanki insanlığın günah çıkardığı bir yer gibi, ailesi ölen, ormanda yaralı bulunan, avcılar tarafından yaralanan, terör saldırılarından etkilenen fillerden başka bir deyişle, insanın zarar verdiği bir canlıya, yine insanların özür dilediği bir yer gibi.

Yararlanılan Kaynak
Berkmoes, R. V., Mahapatra, A. Mayhew, B. & Stewart, I. (2018). Sri Lanka travel guide. ISBN: 9781786572578

NO COMMENTS

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here

Exit mobile version