Bir gezginler için dünya haritasını önüne yayıp en, en… yerlerde gezme hayali kurmak olağan davranışlar arasındadır. Dünyanın burası son noktası, ucu, sonu kelimeleri de özel merak uyandırır bizde.
İşte Cabo da Roca 14. yüzyılda düz olduğu düşünülen dünyanın sona erdiğine inanılan nokta. Bu düşünce o kadar doğru ki o dönemde, kıyının en batı ucuna üzerinde haç bulunan anıt yapılmış ve üzerine 1524-1580 yılları arasında yaşayan ünlü Portekizli şair Luis Camoes tarafından söylenen “Burada kara bitiriyor ve deniz başlıyor” yazan bir yazıtı konmuş.
Benim için Cabo da Roca’nın önemi ise; 2017 yılı Şubat ayında Uzak Doğu’nun doğuda ana karanın bittiği noktada, ada ülkesi Filipinler gezisini yapmıştım. Kendimce en doğusu idi Asya kıtasında tabii ki. Aynı yılın Haziran ayında Portekiz, Lizbon ve Porto gezimizde Avrupa’nın en batı noktasının Lizbon’dan ulaşabileceğimiz bir uzaklıkta olduğunu öğrenince yapacak bir şey yok. Hemen Cabo da Raco ulaşım araçları çalışılır, Avrupa’nın en batı ucuna ayak basılır.
Gelelim Avrupa ana karasının en ucuna ulaştığımızda ne gördüğümüze, ne hissettiğimize.
Kayaların üzerinde bir deniz feneri, bir anıt, turizm ofisi ve hediyelik eşya dükkanı olan bir alana ulaştık.. Bu coğrafyada ne yapacağız? Deniz fenerini yakından göreceğiz, 1772 yılında inşa edilen deniz feneri 1842 yılında bugünkü şeklini almış. Okyanus seviyesinden 150 metre yüksekliğinde ve denizde 46 kilometreden 1000 watt ışığı görülebiliyor. Ancak fenerin içi ziyaretçilere açık değil.
Dünyanın bittiği yere dikilen, Hristiyan topraklarını gösteren anıt ile fotoğraf çektirdik. Hiç şüphe yok ki Avrupa’nın ucunda olduğumuzu gösteren poz buraya gelen herkes tarafından tekrarlanıyor. Buraya ayak bastığımızı kanıtlayan 11 euroluk belge almak yerine fotoğrafımızı yanımıza aldık.
Sert esen rüzgarda dik kayalıklara çarpan Atlas Okyanusu’nun köpüklü dalgalarını izledik. Güneşi bu kıyıda rüzgarın ve dalgaların müziği eşliğinde batırdık.
Sadece bir deniz feneri ve anıtın bulunduğu, okyanus dalgaları ve rüzgar sesinin eşlik ettiği, yalnızlık ve sonsuzluk duygusu uyandıran bir film sahnesindeymişiz gibi hissettik.
Cabo da Roca, Lizbon’dan kolaylıkla ulaşılabilecek bir uzaklıkta. Buraya Sintra ve Carcais kasabalarından 403 numaralı otobüsler ile gidebilirsiniz. Sintra’dan 40 dakika, Carcais’ten 20 dakika uzaklıkta. Asıl sorunuz bu isimler nereden çıktı hani Lizbon’dan gidecektik olabilir. Durun tabii ki Lizbon’dan yola çıkacağız. Biz Lizbon’dan kombine bilet aldık sadece 15 euroya. Bu bilet ile önce Sintra’yı dolaştık, masal şatolar, kaleler, müzeler ile sevimli bir kasaba, sonra Cabo da Raco ve Carcais’i bir günlük gezide gezdik. Tren ve otobüslerde tüm yolculuklar bu bilette kapsanıyor.
Son Söz
Cabo da Raco mutlaka ziyaret etmeli mi? Şüphesiz yurt dışı gezilerimizde öncelik vermek, kalmak ve zaman harcamak isteyeceğimiz bir yer değil. Zaten Portekiz’de herhangi bir yere geldiyseniz, seyahat etmeyi seviyorsunuz ve kıtanın ucundaki ülkeye ulaşmışsınız demektir. Lizbon’da fazladan bir gününüz varsa ve Sintra ve Carcais’i ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, Cabo da Raco’da gün batımını izlemelisiniz. Bölgeye sadece bir ziyaret yeterli zaten.
En iyisi siz Sintra Gezi Rehberi – Masal Diyarında mıyız? yazımızı okuyup, bizim rotamızı takip edin. Önce Sintra’da Masal Şatolarını gezme, sonra Cabo da Raco’da güneşi batırıp, Carcais’e otobüsle geçmek, Carcais deniz kenarı gezisi sonrası meydanda veya deniz kenarında güzel bir balık ziyafeti, geç saatte Lizbon’a trenle dönüş. İnanın güzel anılarla döneceksiniz.