Anadolu’nun gizli kalmış hazinelerinden biri Kemaliye… Eski adıyla Eğin, Fırat Nehri kıyısında, yüksek dağların arasına gizlenmiş bir Anadolu kasabası. Sadece bir coğrafi konum değil; Daha yolun başında anlıyoruz burası sıradan bir değil. Doğası, tarihi, kültürü ile başka bir zamana açılıyor kapılar. Dağların ardında, vadiye kurulmuş, her sokağında ayrı bir tarih, her köşesinde ayrı bir hüzün ve ayrı bir heyecan fısıldayan bir rüya…

Kemaliye son yıllarda gezginlerin rotasına girmeye başladı. Kimi doğanın sessizliği, kimi tarihin izlerini, kimi de adrenalin yüklü doğa sporları için çıkıyor yollara.

Benim için bir yolculuktan çok keşif oldu. Geçmişin fısıltıları, doğanın gücünü ve insan azminin ve birlikteliğinin gücünü hissettim.

Bir Destanın Adı: Karanlık Kanyon ve Taş Yol

Kemaliye ilçe merkezine varmadan Karanlık Kanyon’un tepeden etkileyici görüntü ile karşılıyoruz. Dünyanın en derin kanyonları arasında gösterilen bu doğa harikası, insanı kendine hayran bırakacak kadar ihtişamlı, ürpertecek kadar derin. Fırat’ın devasa kayaların arasında usul usul akışını izlemek, tekne turuna çıkıp dev kayalıkların arasında kaybolmak, unutulmaz bir deneyim. Özellikle güneş ışığının kısıtlı girdiği “Karanlık” bölümü, adeta doğanın katedrali gibi. Biz de Kemaliye gezimizde ilk sabah güne tekne turu ile başladık. Ağır akan suyun şırıltısı ile ağır ağır süzüldük kanyonda.

Kanyonun hemen yanı başında ise insan azminin ve dayanışma ruhunun bir anıtı yükseliyor: Taş Yol. 1870’lerde kazma kürekle, insan gücüyle kayaları oyarak başlanan, inşası yıllar süren bir yol. Eğin halkının alın teri ve umuduyla 2002’de tamamlanan 8 kilometrelik tüneller viyadükler arasında bir yolculuk bekliyor bizi. Bu yolda araçla ilerlerken, bir yanda uçurum, diğer yanda devasa kayalar, size sadece heyecan değil, aynı zamanda derin bir saygı hissi uyandırıyor.

Karanlık Kanyon tekne turu ve Taş Yolu safarisi üzerine kıyıdaki kafede kahvenizi içtikten sonra adrenalin sevenleri başka bir sürpriz bekliyor.  Fırat Nehri üzerinde zip line yapmak ister misiniz? Bizim yaşadığımız bu deneyimi kesinlikle öneriyorum.

Tarihin Fısıldadığı Sokaklar: Kemaliye Evleri

Karanlık Kanyon ve Taş Yolu’nda hem sakin hem heyecanlı sabah sonrası sıra Kemaliye merkezinde  yamaca yaslanmış Osmanlı’nın son döneminden kalma, birbirinden güzel cumbalı taş evler ve dut kokulu sokaklarda dolaşmaya geliyor. 

Mavi, yeşil, sarı cepheleri, oymalı kapıları ve her biri sanat eseri olan kapı tokmakları ile bu evler, adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor sizi. Bu arada merkezde çok orijinal kapı tokmakları yapan bir dükkan olduğunu da hatırlatayım.

Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi

Kemaliye merkezinde sizi şaşırtacak bir müze Doğa Tarihi Müzesi. Erzincan Üniversitesi Hacı Ali Akın Meslek Yüksek Okulu’nun içinde eserlerin sergilendiği bir müze. Doğal varlıklarımızın bilimsel bir müzede sergileniyor.

Prof. Dr. Ali Demirsoy yurtiçinden yurtdışından ve bölgeden topladığı koleksiyonu ile kendi memleketinde bir müze yapmış.

Okulun girişinde Hindistan’dan gelen Ankara Hayvanat Bahçesinde yaşayan ve orada ölen Şeker Fil Mohini’nin  iskeleti karşılıyor. Böcekler, fosiller, mineraller, taşlar ile çok zengin bir koleksiyon geniş bir alanda sergileniyor.

Bir Şiirin Gerçeğe Dönüştüğü Yer: Apçağa Köyü

“Orada bir köy var uzakta / Gitmesek de, görmesek de / O köy bizim köyümüzdür…” Ünlü şairimiz Ahmet Kutsi Tecer, bu unutulmaz dizeleri, babasının köyü olan Apçağa için yazdığı söyleniyor.

Kemaliye’ye 6 km mesafedeki bu şirin köy. Köyün evleri restore edilmiş, Ahmet Kutsi Tecerin Köyün girişindeki anıt, restore edilmiş taş evleri ve muhteşem Fırat manzarası ile Apçağa, fotoğraf severler ve huzur arayanlar için vazgeçilmez bir durak. Apçağa Köyü zengin kültür mirası ve özgün dokusu ile korunmuş köylerden biri.

Köy halkının çabaları ile tarihi evlerden biri Ahmet Kutsi Tecer Kültür Evi olarak düzenlenmiş. Evin giriş katı bir yaşam alanı olarak üst katı ise müze olarak düzenlemiştir. Düşük bir ücret ile evi gezebilirsiniz görmeye değer. 

Hasreti Dizelere Döküldüğü Yol: Mani Yolu

Osmanlı döneminde, ekmek parası için İstanbul’a kasapçılık yapmaya giden Eğinli erkeklerinin Eğin’de kalan eşleri, sevgilileri, anaları onların hasretini manilere dökmüş.

İşte Mani Yolu, bu duyguları günümüze taşıyan dokunaklı bir proje. Dut ağaçlarının gölgelendirdiği, manzaraya hâkim bu yürüyüş yolunda, o dönemden kalma maniler asılı. Okuduğunuz her dize, yüzyıllık bir özlem ve sevda yüklü.

Modern Bir Köy Modeli: Ocak Köyü ve Ali Gürer Müzesi

Kemaliye’ye 40 dakika mesafedeki Ocak Köyü (Hıdır Abdal Sultan Ocağı), Alevi kültürünün önemli bir merkezi.

Burası sıradan bir köy değil; içinde müzesi, kütüphanesi, spor tesisi ve hamamı olan örnek bir yerleşim. Köydeki Ali Gürer Müzesi bölgenin etnografik ve kültürel mirasını sergileyen, kesinlikle görülmesi gereken özel bir müze.

Önceleri Şeyhler köyü olarak bilinen köy için genelde Hıdır Abdal Sultan Ocağı ismi kullanılır. Köy 13. Yüzyılda Hz. Muhammet soyundan gelen seyitlere tanınan Yeşil Sarık Sarma hakkına sahip Hıdır Abdal Sultan görüşünü benimseyen 12 haneyle kurulmuş.  Hz. Ali’nin torunu olan Hıdır Abdal Sultan anısına etkinlikler de düzenlenmektedir.  

Başpınar Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü: Fırat’ın İki Yakasını Birleştiren Dayanışma Öyküsü

Kemaliye gezimizde Başpınar Köprüsü’nü de görmeden olmaz dedik ve merkeze 25 km uzaklıktaki köprüyü de programımıza aldık. Köprünün destansı bir öyküsü var. Yıllarca Fırat’ı aşmak için 25 köyün halkı sallarla, sandıklarla mücadele ettikten sonra 1957 yılında iki yaka arasındaki ulaşımı sağlayan köprü yapılmış. Ancak Keban Barajı ile köprü sular altında kalınca köylerin Kemaliye ile ulaşımı ortadan kalkar. Halk 30 yıl kadar köprü yapılması için derdini anlatmaya çalışır, bağışlar toplar, projeler hazırlar ancak sonuçlanamaz köprü işi.

1990’larda Erzincan’a gelen vali Recep Yazıcıoğlu köprü sorununa çözüm için halk ile birlikte çözüm arar. Köprünün inşası imece ile yapılır. Köylülerin bağışları, emeği köprünün yapımını sağlar. Devlet, millet imecesi ve valinin emekleri filmlere konu olur. Başpınar Köprüsüne valinin adı verilir.

Tarihten Bugüne Kemaliye

Eğin önce Perslerin sonra Roma ve Bizans egemenliğinde kalmış. Malazgirt Savaşı ile bölge Türklerin eline geçmiş,  Selçukluların Anadolu’ya egemen olmasıyla da Selçuklu topraklarına katılmış. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kafkasya’dan aileler Eğin’e yerleştirip,  bu ailelerin İstanbul’da et satışını yönetmeleri üzerine bir ferman bulunmaktadır. IV. Murat döneminde odun ve kömür kethüdalığı da Eğin’e verilmiş. Günümüzde büyük şehirlerdeki Eğinliler halen bu geleneği sürdürmektedirler.

Kemaliye adının da bir hikayesi var. 1922 yılına kadar adı Eğin imiş ilçenin. İlçe halkı Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk’e telgraf gönderip milli mücadeleye katılmak istediklerini yazmışlar. Atatürk ise ‘siz kemale ermiş kişilersiniz adınız Kemaliye olsun’ diye cevap vermiş. Bu toprakların ruhunu anlatan en güzel cümle bu olsa gerek.

Kemaliye’de Nerede Kalınır? Ne Yenir?

Konaklama için ilçe merkezindeki tarihi taş evlerden dönüştürülmüş butik otelleri tercih edebilirsiniz. Bu otellerde kalmak, Kemaliye ruhunu içinde hissederek yaşamak demektir. Biz otel olarak inşa edilmiş Vadi Kemaliye Oteli’nde kaldık. Vadide, yeşillikler içinde, temiz, yemekleri güzel, personeli çalışkan otel bizi rahat ettirdi.

Lezzet molası vermek ise ayrı bir keyif. Mutlaka Lökhane’ye uğrayıp, dut, ceviz ve baldan yapılan yerel tatlı Lök’ü denemelisiniz. Ardından, yöreye has Eğin Tava’sı, bumbar, sırın, tirit ve keşkek gibi lezzetlerin peşine düşebilirsiniz. Kemaliye’de etlerin lezzeti de meşhurdur. Biz yemeğimiz de Lökhane’nin hemen üstünde güzel bir restoranda yedik.

Ulaşım

Kemaliye’ye en yakın havalimanları Erzincan, Elazığ ve Malatya’dadır. Bu illerden yaklaşık 2.5 – 3 saatlik bir karayolu yolculuğu ile ulaşılabilir. Doğu Ekspresi ile Bağıştaş İstasyonu’na gelip, oradan servislerle de ulaşım mümkün.

  • Ne Zaman Gidilir? İlkbahar (Nisan-Haziran) ve Sonbahar (Eylül-Ekim) mevsimleri, hem hava koşulları hem de doğanın renkleri açısından idealdir.
  • Unutmayın: Kemaliye’de doğa sporları (rafting, kaya tırmanışı, trekking, jeep safari) yapma imkanı da bulunuyor. Macera tutkunları için de bir cennettir.
Son Söz

Kemaliye, hızlı turizmin kalabalığından uzak, “yavaş seyahatin” ve “anın tadını çıkarmanın” en güzel adreslerinden biri. Burada amacınız bir “yapılacaklar listesi”ni tamamlamak değil, ruhunuzu dinlendirmek olmalı. 

Tarihe, doğaya, huzura ve samimi insan hikayelerine ilgi duyan her gezgin, hayatının bir döneminde mutlaka yollarını Kemaliye’ye düşürmeli. Çünkü burası, gitmeseniz de, görmeseniz de, sizin de içinizde bir yerde hep saklı duran o köydür…

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here