‘Hanbok’ ile Kore devletinin uyguladığı Kore’nin somut olmayan kültürel mirasını koruma politikası turistlere unutulmaz anlar yaşatıyor.
Hanbok geleneksel Kore giysisine verilen isim. M.Ö 50’lerde kullanılmaya başlanan ve 100 yıl öncesine kadar halkın günlük giysileri olan hanbokların yerini 20.yy’da batı tarzı kıyafetler almış. Geleneksel kıyafetler de sadece düğün, ölüm, doğum günü gibi özel kutlamalarda kullanılır hale gelmiş.
Ülkenin geleneksel değerlerine sahip çıkan Kore devleti geleneksel kıyafetleri günümüzde de kullanılır hale getirmek için etkin bir politika uygulamaya başlamış. Öncelikle ‘Hanbok’ ulusal somut olmayan kültürel miraslar arasına alınmış, her yıl 21 Ekim tarihi ‘Hanbok Günü’ olarak kutlanmaya başlamış. Ülkenin modern giyim tasarımcıları ile işbirliği içinde çalışmalar yapılmış. Son yıllarda dünya çapında ünü artan Kore müzik grupları (K’Pop) ve Kore dizileri (K-drama) aracılığı ile uluslararası arenada da bu kıyafetler tanıtılmaya başlanmış.
Devletin çalışmaları bu kadarla sınırlı kalmamış. Günlük yaşamda da hanbok kullanımını yaygınlaştırmak için çok ilginç bir strateji uygulanmış. Hanbok ile dolaşan kişilerin saraylara bilet ücreti ödemeden girebilmeleri düzenlenmiş. Bu düzenlemenin yansımalarını Seul sokaklarında görüyoruz.
Hanbok ile Seul’u gezmek ister miyiz? Linkimiz aşağıda.
Seul Gezi Rehberi: Teknoloji ve Tarihin Harmonisi
Bu yöntem sayesinde biz de hankok giyerek ülkenin kültür mirasının korunmasına katkı sağladık. Nasıl derseniz; başkent Seul’daki ilk günümüzde Changdeokgung Sarayı’nın önünde dolaşırken uzun, renkli geleneksel kıyafetli kişilerin saraya girdiklerini gördük. Önce anlayamadık ne olduğunu, herhalde bugün özel bir gün veya özel gösteriler var sarayın içinde diye düşündük. Merakla incelerken şık kıyafetli kişileri, bazı ayrıntılar dikkatimizi çekti. Kıyafetler içindeki kişiler Koreli değil daha çok turistlere benziyordu, üstelik kadınların uzun elbiselerinin altında spor ayakkabıları vardı. Bir anlam veremeden şaşkın şaşkın bakakaldık. Sonunda dayanamayıp bu kıyafetler içindeki bir çiftin yanına yaklaştık. Çok güzel kıyafetleriniz var, çok yakışmış size, bugün özel bir gün mü diye sorduk. Çift kendilerinin Avusturalyalı turistler olduğunu ve kıyafetleri de birkaç saatliğine kiralayıp, sarayları onunla dolaştıklarını ve saraylara giriş ücreti ödemediklerini söylediler.
Evet durum anlaşılmış idi, biz de hemen harekete geçmeliydik. Seul programımızda öncelikle Changdeokgung ve Gyeongbokgung saraylarını gezmek vardı. Changdeokgung Sarayı’nın çevresine bakındık, karşı sokakta birden fazla dükkanın önünde ‘rental hanbok’ yazısını gördük. Bir anda kendimizi bir dükkanın içinde bulduk. Çalışanlar hemen çevremizi sardılar, askılardaki rengarenk kıyafetler içinden beğendiklerimizi seçtik. Bizi giydirdiler, saçlarımıza süslü tokalar taktılar, 19.yy Koreli kadınlara dönmüştü aynadaki görüntümüz. Tek farklılık ayaklarımızdaki spor ayakkabılardı. O kadarcık kusur da olsun varsın, zaten uzun elbiselerimiz ayakkabılarımızı gizliyordu.
Renkli hanboklar üzerimizde keyifle sarayın kapısına geldik. Kapıda uzun bir bilet kuyruğu vardı. Tabi biz kuyruğa girmeden kapıya yöneldik, kapıdaki görevli hafifçe öne eğilerek yol verdi. Biz sırt çantaları sırtında, uzun kuyruklarda beklemeye alışkın turistler kişilik değiştirmiş idik. Saygı ile eğilerek kapılar açılıyordu şık kıyafetli turistlere. Tabi bu arada sürekli taşıdığımız ağır seyahat çantaları da dükkanda bırakılmış, ellerimizde kıyafetimize uygun zarif çantalar ile dolaşmaya başlamıştık.
Sarayın kapısından heyecanla girdikten sonra yapacağımız tek şey, sakura çiçekleri ile bezenmiş sarayın her bir köşesinde poz vermek olmuştu. Bu kadar yıldır çok farklı ülkede gezmiş, çok farklı kültürler, düzenlemeler ile karşılaşmıştım. Buna benzer bir uygulamayı hiçbir ülkede görmemiştim. Devlet saray giriş ücretinden fedakarlık etmiş gibi görünüyor. Ancak ne çok hedefe kolaylıkla ulaşıyor. Geleneksel kıyafetleri turistlere bile giydiriyor, unutulmaz anılar yaşatıyor, geleneksel kıyafetlerin korunması, kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlıyor. Kıyafetleri üretenler, kiralayanlar aracılığı ile çalışana gelir yaratıyor, tekstil sektörünü canlandırıyor.
Kıyafetler saatlik kiralanabiliyor, birçok ülkede bu kıyafetler sadece fotoğraf çekimi için kısa süreli giydiriliyor idi. Burada ise isterseniz bir saat ya da daha uzun saatler kiralayabiliyorsunuz. Biz dört saatlik kiraladık, rahat rahat dolaşalım bol bol fotoğraf çekebilelim diye. Dört saat için 15.000 Kore Won ödedik. Sarayların her birinin giriş ücreti 3000 Won idi. Biz iki saray için 6000 Won ödemek yerine biraz daha fazla ödeme yapsak da kıyafetler içinde sarayda dolaşmak ve renkli pozlar vermek ödenen her bir Wona değdi gibi. Aslında saray giriş ücretlerini düşünce sadece 9000 Won fazla ödedik kıyafetler için. Bu rakam da Türk Lirası olarak 150 TL’nin altında bir rakam. Kore hükümetinin uygulamasının kıyafet kiralamasından yüksek bir gelir sağlamak olmadığı, kültürel mirası korumak amacı olduğu ne kadar açık görünüyor.
Bizler de turist olarak Kore’nin kültürüne, ruhuna, tarihine çok daha fazla sıcaklık ve merak duyarak dolaştık.