Bu yazımda Türkiye’den düzenlenen Japonya tur programlarında yer almayan ancak Japonya için popüler bir turizm bölgesi Shirahama’yı tanıtmak istiyorum.
Shirahama Japonya’nın en büyük adası ve Japon anakarası olarak bilinen Honshu’nin güneydoğusunda, Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan Wakayama’ya bağlı bir kasaba. Osaka’ya 80 km uzaklıktaki Wakayama, Tokyo ve Osaka gibi metropollere kıyasla daha küçük, diğer yandan doğası harika bir şehir. Ormanla kaplı dağlar, vadiler arasında yemyeşil şehir, yüzlerce tapınağı olan Koyosan ile de bir tür hac yeri. Mandalina, hurma, yaban eriği, şeftali ve üzüm gibi meyvelerin bolca yetiştirildiği bir bölge. Tüm bunların yanında okyanusa kıyısı olan şehirde deniz-güneş tatili yapılabilmekte.
www.shirahama-ryokan.jp
Shirahama bembeyaz kumsalları ve onsenleri (Japon kaplıcaları) ile ünlü. Beş yüz metre uzunluğundaki bembeyaz kumlarla kaplı Shirahama plajının Hawaii’nin Waikiki plajına benzediği söyleniyor. Kumsalda kumu avuçladığınızda incecik taneler parmaklarınızın arasından kayıp gidiyor.
www.shirahama-ryokan.jp
Shirahama, tarihi bin yıl öncesine uzanan kaplıcaları ile ülkenin en eski kaplıcalarına sahip bölgeler arasında. Yaklaşık doksan kaplıcanın olduğu yazılı tanıtım broşürlerinde; kimi dağlık alanda, yeşillikler arasında kimi okyanus kıyısında… Benim sevdiğim ‘rotenbüro‘ denilen açık hava kaplıcaları. Shirahama’da günü birlik veya birkaç gün kalmalı deniz ve kaplıca tatili bir arada yapılabilir.
Sandanbeki Mağarası da Shirahama’nın görülmesi gereken yerleri arasında.
Mağaranın yüzeyinde kıyıda yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki falezler etkileyici bir görüntü sunuyor. Mağara yüzeyden 36 metre aşağıda ve asansörle iniliyor. Mağaranın duvarları rengarenk, renk cümbüşünün oluşması 16 milyon yıl öncesinden başlamış. Denize bağlantısı olan mağaranın tavanından sular damlıyor. Mağara yıllarca korsanlara, sonrasında da 100 yıl öncesinde savaş sırasında gemiler için sığınak olmuş. Bir bölümünde kurşun madeni aranmış bir zamanlar, içine küçük bir de tapınak da yapılmış.
Denize bağlantılı yere yaklaşınca kayalıklara vuran dalgaların sesini duymak heyecan vericiydi.
Dışarıda falezlerin yakınında kayalık bir alanın görüntüsü ilginç. İnsanlar kayalara bakıp benzetmeler yapmışlar. Kimi insan yüzü bulmuş, kimi hayvan figürü…
Shirahama’da diğer büyük şehirlerdeki gibi lokantalar kafeler bulunmuyor. Sahilde veya orman içerisindeki otellerde bir veya iki gece otelde konaklayarak gezmek daha keyifli olabilir. Pandemi nedeniyle üç yıldır düzenli faaliyet gösteremeyen yerel lokantaların çoğu kapanmıştı. Bundan böyle canlanacağını umuyoruz .
Yöreye turla gitmek en iyi yol olabilir. Çünkü yukarıda sözünü ettiğim gezilecek yerler farklı yönlerde ve toplu taşıma aracı bulmak zor. Shirahama’da küçük bir havaalanı var ancak sadece Japan Airline uçuyor. Wakayama şehir merkezinden Japan Railway’s ile de Shirahama’ya ulaşım mümkün.
Shirahama’nın daha da güneyine gidilirse Kuşhimoto‘ya ulaşılıyor. Kuşhimoto ile Türkiye’nin tarihi dostluk ilişkisi ‘Ertuğrul Fırkateyn’ ile başlamış. Kushimoto’yu Japonya’ya yerleştiğim ilk yıllarda 1988 yılında ilk kez ziyaret etmiştim. Sonraki yıllarda Türkiye’den gelen misafirlerimiz ile birçok kez gittik. Ertuğrul Fırkateyn’i öyküsü ve anıt müze yazımı linkten okuyabilirsiniz. Ertuğrul Fırkateyni’nin Batışı-1890: Japon-Türk Dostluk Öyküsü
Kumsal ve kaplıca dışında hem büyüklerin hem de çocukların hoş vakit geçireceği ‘Adventure World‘ içinde hayvanat bahçesi, akvaryum olan bir eğlence parkı düzenlenmiş. Parkta en çok ilgiyi sevimli pandalar görüyor . Öyle ki pandanın çiftleşmesi ve yavrunun doğuşu televizyon haberlerinde yer alır. Hatta doğan yavru pandaların isimleri için halktan öneriler alınır. Bakımı zor olan bu güzel pandalar Çin‘den getirilip burada çoğaltılıyor. Şu anda ‘Adventure World ‘de ziyaretçileri dört panda karşılıyor.
Safari parkta ise vahşi hayvanlar yaşamlarını sürdürüyor. Güvenlik önlemleri alınmış araçlarla ziyaretçiler dolaştırılıyor. Hayvanlar içerisinde Asya’dan getirilen nesli tükenme tehlikesi altında olan Bengal kaplanı en haşmetlisi görünüyor.
Değişik türden kuşları görmek çok zevkli idi. Tavus kuşu beni geçmişe götürdü. Çocukluğumda Ankara’da Çubuk Barajı’na pikniğe giderdik. Baraj sularının akıp nehre dönüştüğü yerin yakınında düzlükte tavus kuşları nazlı nazlı dolaşırlardı. Şimdi oralar ne durumda acaba …hasretle anıyorum o günleri .
Flamingolar harika idi. Papağanlara laf attım ama oralı olmadılar.
Bizim için Mikio Dede’nin torunlarını gezdirdiği ilginç bir yer idi Shirahama. Her yıl özel bir gezi armağanı oluyor onlara. Shirahama gezisi için bir yıl önce kumbaraya para atmaya başlamıştı Mikio Dede.
Bembeyaz kumsalı, çok sayıdaki onsenleri, farklı formasyonlardaki falezleri, renkli Sandanbeki Mağarası ve hepimiz için heyecanlı Adventure Park’ı ile Shirahama bir tatil cenneti idi bizim için. Shirahama Japonya’ya gelen konuklarımızı götüreceğimiz yeni yerler arasında yerini aldı. Bu yazımı okuyan gezginler de bireysel Japonya gezilerinde Shirahama ve Kuşhimoto’yu gezi programlarına alabilirler.