Volga Nehri, yalnızca Rusya’nın değil aynı zamanda Avrupa’nın en uzun nehri. Uzunluğu 3.692 km olan bu görkemli nehir, Rusya’nın batısından Hazar Denizi’ne uzanıyor ve ülkenin iç kesimleri için hayati bir su yolu görevi görüyor.

Volga Nehri, Rusya’nın tarihini, kültürünü, ticaretini ve doğal güzelliklerini bir araya getiren renkli bir yaşam damarı. Rus edebiyatına, şarkılara, öykülere ve efsanelere ilham vermiş bu nehir, farklı arayışlar içindeki gezginlere de unutulmaz deneyimler sunuyor. Nehir üzerinde cruise gemileriyle yapılacak bir yolculuk, geniş bir coğrafyayı, farklı tarihi ve kültürel deneyimleri keşfetme fırsatı sağlıyor.

Biz de özellikle “beyaz geceler”de Volga Nehri’nde yolculuk yapmak üzere yola çıktık. Gezimiz, Rusya’nın en çok turist çeken iki şehri olan Moskova ve St. Petersburg’u kapsıyordu; ancak klasik gezilerden farklı olarak iki şehir arasındaki ulaşımı Volga Nehri üzerinde bir gemiyle yapmamız, seyahatimizin en özel yanıydı. Gezimizin 6 gecesi, Volga’nın sakin sularında ilerleyen gemimizde geçecekti.

Volga gibi uzun bir nehirde genellikle üç ayrı rota tercih ediliyor. En yaygın olanı, bizim de tercih ettiğimiz Moskova ve St. Petersburg arasındaki rota. Diğerleri, Moskova’dan başlayıp Astrahan’a kadar Aşağı Volga’ya uzanan rota ve Volga-Don Nehri rotası.

Tarihin İzinde Bir Yolculuk

Volga Nehri, Rus tarihi boyunca çarların çeşitli projeleriyle her daim önemini korumuş ve geliştirilmiştir. 16. yüzyılda Korkunç İvan döneminde Stroganov ailesi, bölgedeki ticari faaliyetleriyle nehrin stratejik ve ekonomik önemini gözler önüne serdi. Stalin döneminde ise nehrin önemini daha da artırmak amacıyla büyük su yolları, kanallar ve barajlar inşa edildi. Bu barajlar sayesinde nehir üzerinde büyük göller oluştu. 

Beyaz Gecelerin Büyüsü

Volga nehri gezisi için en uygun mevsim, mayıs ve eylül ayları arası. Ancak en keyifli zaman, haziran ve temmuz aylarındaki “beyaz geceler” dönemi. Bu dönemde hava ılık oluyor ve güneş adeta batmıyor; gece yarısına kadar süren alacakaranlık, ay ile buluşarak büyüleyici bir manzara yaratıyor. Biz de gezimizi bu büyüyü yaşayabilmek için temmuz ayının ilk günlerinde yapmayı tercih ettik.

Rotamız ve Keşfettiklerimiz

Gezimize Moskova’da başladık. İki günümüzü bu muhteşem şehri gezmeye ayırdıktan sonra, üçüncü gün Moskova Nehri kıyısında gemimize bindik.

Moskova-St. Petersburg arası Volga Nehri rotası, Yaroslavl, Uglich ve Kizhi Adası gibi duraklarla tarihi öyküleri, yerel yaşamı ve doğayı bir arada sunan muhteşem bir yolculuk vaat ediyor.

Seyrimiz boyunca nehrin kıyılarında sıralanan irili ufaklı tarihi kentleri ve manastırları ziyaret ettik:

· Kalyazin: Baraj çalışmaları sırasında bir bölümü sular altında kalmış olan bu yerleşimde, suyun üzerinden yükselen çan kulesi en çarpıcı görüntüydü. Şirin evler arasında yaptığımız yürüyüş oldukça keyifliydi.

· Goritsy: Bize Orta Çağ atmosferi sunan sakin bir köy. Rusya’nın erken dönem Hristiyanlık merkezlerinden biri. Köye 10 km uzaklıktaki Kirilov kasabasında devasa surlara ve etkileyici mimariye sahip manastır, adeta bir kaleyi andırıyordu.

· Kiji Adası: Onega Gölü üzerinde, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir açık hava müzesi. Hiç çivi çakılmadan yapılan 22 kubbeli Transfiguration Kilisesi ve geleneksel Rus evlerini gezmek unutulmaz bir deneyimdi.

Svirstroy: Svir Nehri kıyısındaki bu sevimli, küçük kasabada kısa bir yürüyüş yapma fırsatı bulduk.

· Valaam Yarımadası: Avrupa’nın en büyük gölü Ladoga’nın kuzeyinde, ruhani bir atmosfere sahip. Doğası ve tarihi manastırlarıyla ünlü.

Uğradığımız her yerde, yerel halkın el emeği ürünlerini, reçelleri, balları ve tütsülenmiş balıkları sattığı tezgahlar kuruluyordu. Gemimiz limana yanaşır yanaşmaz bu tezgahların başında bir hareketlilik başlıyor ve bu durumun yerel halk için önemli bir gelir kaynağı olduğu görülüyordu.

Gemide Yaşam: MS Stavinsky

Bize 6 gece ev sahipliği yapan MS Stavinsky gemisi, okyanuslarda seyreden devasa lüks gemilerden farklı, daha mütevazi ve samimi bir nehir gemisiydi. 3 katlı olan gemimiz, tam da bir nehir gemisinden beklediğimiz tüm konfora sahipti.

Alt güvertedeki kamaralar pencereli, üst güvertedekiler ise balkonluydu. Odalar yeterince geniş ve konforluydu. Gemide ön ve arka güvertede barlar, manzaralı güzel bir restoran ve küçük bir fitness salonu bulunuyordu.

Seyir halindeyken düzenlenen etkinlikler ve müzik gösterileri vakit geçirmek için harika seçeneklerdi. Bizim en çok ilgimizi çekenler ise Rus tarihi dersleri ve Rusça dersleri oldu. Temel kelimeleri, selamlaşmaları, alfabeyi ve sayıları öğrendik. Hatta dersin sonunda öğrendiklerimizi sınayan bir test bile yapıldı ve sınava katılan bir grup olarak sertifika aldık. Üç günlük sıkı Rusça eğitimimizin ardından kibar restoran personeline her fırsatta ‘spasibo’teşekkür ederim demeyi ihmal etmedik. Diğer Rus turistleri de sıcak selamlamaya başladık. Ayrıca Rus kültürü ve el sanatlarına yönelik atölyelere de katılma fırsatı bulduk. 

Geminin en dikkat çeken yanlarından biri de muhteşem mutfağıydı. Sabah kahvaltıları zengin bir açık büfe şeklindeydi. Her akşam, ertesi günün öğle ve akşam yemekleri için en az üç seçenek sunulan bir form dolduruluyordu. Çorbadan ana yemeğe ve tatlıya kadar tercihinizi yapıyordunuz ve ertesi gün seçiminiz önünüze geliyordu. Bu sayede 6 gün boyunca birbirinden lezzetli Rus yemeklerini tatma şansı bulduk.

Personel ise son derece ilgili, özenli ve kibar davranışlarıyla her anımıza değer kattı.

Volga’da Seyirin Keyfi

Moskova’nın hareketli tempoşundan sonra gemiye binip limandan ayrılınca, kendimizi birdenbire sakin ve huzurlu bir ortamda bulduk. İlk akşam güneşi Volga üzerinde batırmak ayrı bir heyecan idi. Nehrin iki yakası yemyeşil doğada, Küçük yerleşim alanları ve ağaçların içine gizlenmiş sevimli evler arasından geçtik.

Volga’ya özgü en ilginç deneyimlerden biri de yükselme havuzlarından (lock) geçiş oldu. Geminizin dev kapıların arasına girdiğini, kapıların kapandığını ve suyun yükselmesini (veya alçalmasını) bekleyip sonra yolunuza devam ettiğinizi izlemek oldukça etkileyici.

Açık deniz cruiselerinden farklı olarak, sürekli etrafınızda doğayı hissediyorsunuz. Bu gezide her sabah yeni bir limanda uyanmıyorsunuz. Bazen öğlen, bazen akşamüstü küçük bir kasabaya yanaşıyor, birkaç saatliğine karayı keşfedip tekrar gemiye dönüyorsunuz. Yani gemide geçirdiğiniz zaman çok daha fazla. Bu da bizi en önemli soruya getiriyor:

Volga Seyahati Herkese Göre mi? “Mutlaka Yapılmalı mı?

Seyahatin sonrasında birçok arkadaşımın sorduğu bu sorunun cevabı, tamamen sizin beklentinize bağlı. Volga Nehri gemi seyahati, beklentiye göre çok farklı deneyimler sunabiliyor. Artılarını ve eksilerini şöyle sıralayabilirim:

Neden Cazip Olabilir? 

Moskova St.Petersburg arasındaki klasik rota, büyük şehirlerin yanı sıra birçok küçük yerleşimi, manastırı ve UNESCO mirasını görme fırsatı sunuyor.

Avrupa’nın en uzun nehrinde geniş kıyılar, göller, ormanlar ve tarihi yapılar eşliğinde ilerlemek, özellikle de “beyaz geceler”deki gün batımları son derece etkileyici.

Bavulunuzu bir kez açıp kapatıyoruz ve otel konforunda farklı şehirleri keşfediyoruz.
Moskova ve St. Petersburg’un kalabalığından uzakta, sakin ve otantik bir Rusya deneyimi yaşatıyor.

Bu gezi her zevke ve herkese hitap eder mi?

Bu gezi, sakin, huzurlu ve yavaş tempolu bir tatil isteyenlere hitap eder. Hızlı tempolu tatil isteyen, eğlence ve gece hayatı bekleyenler için durağan gelebilir.·

Programlar genellikle önceden tur şeklinde hazırlandığı için serbest keşif için zaman sınırlı kalabilir.

Genel olarak Rusya’da yaşam maliyeti uygun olsa da, yabancılara yönelik bu gemi turları lüks segmentte yer alır ve nispeten pahalı bulunabilir.

Amazon gibi vahşi ve egzotik bir doğa bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir. Nehir boyunca ve uğranılan yerleşim yerlerinde  manzara daha çok geniş düzlükler, sakin köyler ve tarihi yapılardan oluşuyor.

Son Söz

Eğer siz; tarih, kültür, sakinlik ve manzaralı bir yolculuktan hoşlanıyorsanız, Volga turu sizin için rüya gibi bir deneyim olacaktır. Ancak hareket, çeşitlilik ve vahşi doğa macerası arıyorsanız, Volga Nehri gezisi size tekdüze gelebilir. Diğer yandan Volga’da beyaz geceler, sakinliğin ve büyüleyici manzaraların tadını çıkarmak isteyenler için unutulmaz bir seyahat vaat ediyor.

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here