Kozbeyli doğal güzelliği, otantik taş evleri, sakinliği ve İzmir’e yakınlığı ile son yıllarda daha çok ilgi gören bir köy…
2016 yılına kadar sadece yurt dışı programları ile ilgileniyordum. Ancak 2016 yılında İzmir Fotoğrafçılar Derneği ile gittiğimiz bazı köyler ile özellikle Anadolu köylerine ilgim artmış ve özel köyleri tanıtan yazılar yazmaya başlamıştım. 2016 sonbaharında hafta sonu arkadaşlarım ile Foça’da balık yemek üzere çıktığımız yolda Kozbeyli Köyü’nü gezmeyi teklif eden bir arkadaşımızın önerisini değerlendirdik ve uzun uzun köyü gezdik.
Şimdi gelelim Kozbeyli köyüne; ne umduk ne bulduk…
Kozbeyli Köyü İzmir’e 60 km uzaklıkta, İzmir Foça yolundan 5 km içeride yer almakta. Köy 500 yıllık bir tarihe sahip, Kuzubey isimli bir derebeyi tarafından korsanlardan korunmak amacı ile bu yüksek coğrafyaya kurulmuş.
Köy aşağı ve yukarı mahalle olarak iki bölümden oluşuyor, yukarı mahallenin doğusu Rum mahallesiymiş. Ülkemizin nedense birçok bölgesinde olduğu gibi asıl güzel taş evler bu Rum mahallesinde. Rumlar Yörük Türklerden daha güzel evler yapıyorlar ve bakıyorlar diyebiliyorum rahatlıkla. Kozbeyli bir Türk köyü olarak kurulmuş daha sonra Rumlar da köye gelip yerleşmişler. Mübadele sırasında da Rumlar köyden ayrılmış, yerlerine çoğunlukla Yunanistan Limni Adası’ndan mübadele ile gelen Türk nüfus yerleştirilmiş. Son yıllarda da sakinlik ve huzur arayanlar veya yazlıkçı olarak yerleşmek isteyenler olarak değişik yerlerden göç almaya başlamış.
Köye girerken önce denize hakim yüksek bir noktada bir taş binada Kozbeyli Sofrası’nda kahvaltı veya değişik kebaplar yemek mümkün. Biz o noktada duraklamadan bir an önce köye girmek istedik. Köy meydanında park için ayrılan yerde arabamızı bıraktık ve hemen Rum mahallesi sokaklarına daldık.
Sokağın girişinde yukarıda cami minaresini görünce yüksek ve manzaralı olacağını düşünerek, o yöne doğru ilerledik.
Tam tahmin ettiğimiz gibi en yüksek manzaralı yerde küçük bir cami yer alıyor. Caminin tarihinin 1500 yıllara kadar gittiği ve iç yapısının da özgün olduğu belirtiliyor. Biz içeriyi göremedik, dışarıda çinili bir çeşme dikkat çekici, ama ne kadar eski olduğu hakkında bilgim yok. Genel olarak restorasyonun özenli olmadığını düşündürüyor. Günlük kullanımda da bahçede hortumlar, odunlar zorla tıkıştırılmış görünüyor.
Köyün en hakim görünüşünü camiden çekebildim. Aşağıda yer alan geniş ovanın ucunda Ege Denizi görünüyor. Bu arada yine hakim yerde küçük bir kilise olduğunu ve yıkıldığını taşlarının başka inşaatlarda kullanıldığını okudum. Zaten o bölgede dolaşırken bu kadar güzel Rum evlerinin olduğu yerde mutlaka kilise olmalı diye düşünmüştüm.
Caminin yanında Kuzubeyi Kulesi ve güzel ve bakımlı Rum evleri yer alıyor.
Kozbeyli Köyü’nün en önemli binalarından birisi Çapkınoğlu Konağı ve Meyhanesi. Çapkınoğlu isimli bir Rum 1878 yılında köyün en güzel evini ve karşısına bir meyhane yaptırmış. Meyhanede Rum müzikleri ve İzmir şarkıları çalarken Foça Karası şarabı ikram edilirmiş. Ünlü meyhane mübadale sonrası boşalmış ve yıllarca boş kalmış. Güzel olan bir şey 2014 yılında İzmir Valiliği ve Foça Belediyesi bu güzel binaları restore etmiş ve ziyarete açmışlar. Köyün böyle binaları tekrar kazanması 2000 yılından sonra turizme açılan köye ciddi bir yatırım olmuş.
Fotoğraf Foça Belediyesinin web sayfasından alınmıştır.
Yine biraz aşağıya doğru yürürken bakımsız, yıkılmış ya da sağına soluna ekleme yapılmış evler. Hadi evine bakamıyorsun maddi nedenlerle, yani boyanı da taş evlerin arasında pembe seçmek zorunda mıydın diye sorası geliyor insanın sokakta dolaşırken.
Köy, zamanında su sıkıntısı olmayan dağdan şırıl şırıl sular akan pınarlara sahip bir yer iken, kötü kullanım ile su kaynakları, su yolları, künkler yok edilmiş. Kurumuş derenin yanından içimiz buruk geçtik.
Deredeki suyun mevsim nedeni ile kurumadığı belli çünkü hemen dere kenarında hayvan beslemek için barınak kümes yapılmış.
Gelelim meşhur dibek kahvesine. Köyün isim yapmasında önemli yeri olan Şakir’in Dibek Kahvesi. Köyün meydanında 180 yıldan daha uzun süredir kahve olarak kullanılan taş binada hizmet veriyor. Kahvenin işletmecisi Şakir 1994 yılından beri dibekte kahve yapıyor. Dibek kahvesi yapmak için kahve modern yöntemlerde değil, dibekte dövülerek öğütülüyor. Kahvenin dövüldüğü dibek de 100 yıllık. Kahvenin iç dekorasyonu da otantik. Arkadaşım Esin dayanamadı, bizden sonra gelecek müşterilerin kahvesini dövmeye çalıştı.
Şakir’in Dibek kahvesinin karşısında hediyelik eşya satılan dükkanın önüne köyün görülecek yerlerin krokisi konmuş.Dükkan sahibi ziyaretçilere yardımcı olmak mı istedi yoksa tam meydanda sürekli yol sorulmasından mı bunaldı bilinmez ama ne iyi yapmış. Biz de paylaşalım yeni ziyaretçiler için.
Köy zeytin ve çam ağaçları içerisinde. Köyde geçmişten bugüne zeytin üretimi devam ediyor. Zeytin ve yağınızı köyden alabilirsiniz. Geçmişte bölgede özellikle bağcılık asıl geçim kaynaklarından biriymiş. Köyün hem yemeklik hem şaraplık kara üzümleri ünlü ve Rum ve Türk aileler pekmez, şarap üretimi ile uğraşırmış. Yine bir çok bağcılıkla ünlü köyde olduğu gibi mübadele ile Rumlar ayrıldıktan sonra bağlar sökülmüş. Köy 1980’li yıllara kadar tütün üretimine devam etmiş. Bugün uygulanan tarım politikaları ile tütüncülüğe konan sınırlamalar ile köylü bu alandan da çekilmek zorunda kalmış.
Köyde son yıllarda baklagiller, taze sebze meyve üretimi ve hayvancılık yapılmaktadır. Biz meydandaki dükkanlardan yerel ürün aldık.
Köylülerin hep birlikte çalışması ve çeşitli girişimler ile 2000 yılından itibaren turizme açılıp adını daha çok duyurmaya başlamış.
Köy daha önceki yıllara Aliağa Termik Santrali yapımında yer olarak seçilmemek için çok mücadele etmiş ve hala mücadelesi devam ettiği için Köyün çıkışında köyün bilincini, anlayışını, direnişini bir ağaç ve çeşme dile getirmeye çalışıyor.
Son Söz
Kozbeyli yeşilliği, taş evleri, güzel dibek kahvesi, deniz manzarası, doğallığı, aydınlık, sıcak kanlı halkı ve İzmir’den ve Foça’dan bu kadar kolay ulaşılırken uğramadan geçmeyin diyebileceğimiz bir köy. Zaten o bölgenin en güzel köyleri arasında sayılıyor.
Kaynak: Köy hakkında bilgiler iAraştırmacı Hüseyin Yurttaş’ın Kozbeyli Foça kitabından alınmıştır.
.
Yazımda yansıtabildiği isem güzelliklerimizi ne mutlu bana. Teşekkürler
Ülkemizdeki zenginlikleri ne güzel anlatıyorsunuz. Teşekkürler