Almanya Romantik Yol rotasında Alp Dağları eteklerinde, Orta Çağ dokusu korunmuş şehirler, kasabalar ve köylerde bazıları UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan şatolar, saraylar, kaleler, kiliseler, katedraller karşılıyor gezginleri. Orta Çağ’ın parke taşlı sokaklarında sevimli, renkli evleri, uçsuz bucaksız  şarap bağları, rengarenk çiçeklerle dolu doğası ve tarihi dokusu arasında dolaşırken, modern dünyadan uzak, bir anlamda çocukluğumuzun masal dünyasında dolaştırıyor Romantik Yol.

II. Dünya Savaşı’nda Hitler Almanya’sının ağır yenilgisi sonrası Almanya turistler için ilgi çeken bir ülke olmaktan iyice uzaklaşmış idi. Savaş yaralarını saran ve ekonomisini düzeltmek isteyen Almanya, 1950’li yıllarda ülkeye turist çekme çabaları içerisinde Romantik Yolu tanıtacak politikalar uygulamaya başladı.

Bu politikalar sonucunda, Almanya Bavyera bölgesinde yer alan Orta Çağ kasabalarını tarihi dokusunu koruyarak, doğası ile ön plana çıkartmayı ve turizm için çekici bir bölge haline getirmeyi başardı. 18.yy’da yaygın olan romantizm akımı sanatçılarının bu bölgedeki köylerde yaşayıp, eserlerini üretmelerinden esinlenerek güzergaha Romantik Yol ismi verilmesi de bu başarıda önemli bir rol oynamıştır.

Bu şehir ve kasabaların bazıları II. Dünya Savaşı’ndan fazla zarar görmeden çıkarken, bazıları  bombalamalar ile ağır hasar görmüştür. Hasar gören yerler de başarılı restorasyonlar ile Orta Çağ dokusuna kavuşturularak savaşın izleri silinmiş.

Wizburg-Füssen arasındaki yaklaşık 400 km’lik Romantik Yol rotasında Orta Çağ’dan bu yana yerleşim olan 28 köy, kasaba ve şehrin hepsi birbirinden özel.

Yılda 3 milyon ziyaretçi çeken Romantik Yol, bizim için de iyi ki gittik gördük dediğimiz ve paylaşmaya değer bulduğumuz  bir rota oldu.

Gelelim bizim Romantik Yol planlamamıza. En iyi planlamayı yapabilmek için zihnimizde bir çok soru ile çalışmalara  başladık. İlk sorumuz gezi nereden başlayıp nerede sonlanmalı idi. Bloglarda yaptığımız okumalar ile bu sorunun cevabını kolaylıkla bulduk. Kuzeydeki Wizburg’dan başlayıp güneydeki Füssen’e kadar yol alınabileceği gibi tam tersine güneyden kuzeye Füssen’den başlanıp Wizburg’da da son bulabilirdi. Birkaç öneride rastladığımız kuzeyden başlayıp, en son Füssen’de bölgenin görkemli şatoları ile bitirilirse lezzetli yemeğin harika bir tatlı ile sonlanması gibi bir duygu uyandığı benzetmesi ilgimizi çekti ve rotanın kuzeyden başlaması kararını aldık. Bu durumda Wizburg’a en yakın havaalanı Frankfurt’a uçulacak ve dönüş  Füssen’e en yakın havaalanı Münih’ten olacaktı. 

Gelelim diğer açıklığa kavuşacak sorulara; hangi mevsim ve ne kadar süre ile yapılmalı idi bu rota. Son yıllarda özellikle Christmas zamanı bölgeye düzenlenen turların sayısında artışlar görülmeye başlandı. Noel zamanı sokaklar, evler rengarenk süslenmiş, ışıl ışıl aydınlatılmış, yiyecek, içecek, hediyelik eşyalar stantları ile donatılmış meydanlarda zaman geçirmek çok eğlenceli olabilir. Ancak benim gibi soğuk havalarda gezmekten kaçınanlar için havaların ılık, günlerin uzun olduğu  ilkbahar sonu, yaz veya sonbahar başı olabilir. Biz temmuz ayında planladık gezimizi. Noel zamanı olmasa da çok renkli, biblo gibi tarihi evlerin yanı sıra evler ve meydanlar da rengarenk çiçekler ile bezenmiş idi.

Önemli bir konu da 400 km yol, 28 yerleşim yerine ne kadar süre ayırmalı idik. Yerleşim yerlerinin büyük bir kısmı küçük şehirlerden oluşsa ve birbirine yakın yerler olsa da hepsine uğramamız ve her birinde konaklamamız mümkün olamazdı.

Bu rotaya ayrılacak zaman kişiye, zamana ve ayrılacak bütçeye göre değişmektedir şüphesiz. Romantik Yol’un keyfine varabilmek, nefeslenmek, şehrin meydanında oturup havasını koklamak isterseniz en az 4-5 gün gerekmekte. Biz Romantik yol rotasında yer almayan ancak o bölgede görülmesi gerektiğini düşündüğümüz, üç yer daha ekleyerek bölgeye yedi gece ayırdık. Bu sürenin ancak yettiğini söyleyebilirim.

Son kararımız ulaşım aracı seçimi üzerineydi. En konforlu ve zaman kaybetmeden dolaşabilmek için araba kiralamak tercihimiz oldu. Birbirine yakın yerler arasında daha çok yere uğrayıp, tarihi yerlerini gezip bol bol fotoğraf çekmek araba ile daha rahat olacaktır. Diğer yandan Almanya’da demiryolu ulaşımı yaygın ve gelişmiş olduğu için iyi planlayarak tren ile dolaşılabilir. Otobüs ile büyük yerleşim arasında dolaşmak kolay olabilir ancak çok küçük yerler için iyi araştırmak gerekiyor. Ayrıca sadece romantik yol yerleşim yerlerine uğrayan ve bir gün içinde hepsini dolaşan otobüsler de seçenekler arasında. 

Rotamıza Heidelberg, Nuremberg ve Bamberg şehirlerini de dahil ettik. Tüm rotada mutlaka uğranması gereken yerleri belirledikten sonra üzerine bu üç yeri eklememizin elbette nedenleri vardı. Yazımızda bu şehirlerin özelliklerinden bahsedeceğiz.

Rotamıza kuzeyden başlama kararı ile Frankfurt’a uçtuk. Frankfurt Wüzburg’a 110 km uzaklıkta direk Wüzburg’a geçebilirdik. Ancak biz gezimize Frankfurt’un güneyinde 90 km uzaklıkta Heidelberg’den başlamayı tercih ettik. Frankfurt havaalanından kiraladığımız araba ile direk Heidelberg’e geçtik ve iki gece orada konakladık.

Önce rotamızı ekleyelim sonrası yola çıkabiliriz.

Yer Uzaklık
İzmir-Frankfurt-Heidelberg (2 gece) Frankfurt-Heidelberg  90 km
Heidelberg-Würzburg (1 gece) Heidelberg-Würzburg 165 km
Würzburg

*Bamberg-

Nürnberg (1 gece)

Würzberg-Bamberg   96 km.

 

Bamberg- Nürnberg   60 km

Nürnberg- Rothenburg ob Der Tauber (1 gece) Nürnberg- Rothenburg ob Der Tauber      103 km
Rothenburg ob Der Tauber-

*Dinkelsbühl

*Nordlingen

 Ausgsburg (1 gece)

*Landsberg am Lech

Rothenburg-

*Dinkelsbühl  46 km

*Nordlingen  32 km

Augsburg 44 km

*Landsberg am Lech 39 km

Tegelburg-Schwangau 

Füssen (1 gece)

Augsburg–Schwanga 101 km

Schwangau- Füssen 4 km,

Konaklanan yerler koyu renkli, uğranılan yerler * yıldızlı gösterilmiştir.

Heidelberg

Heidelberg Romantik Yol rotasında yer almasa da Almanya’nın en romantik şehirleri arasında sayılan bir şehir. Nechar Nehri kıyısına kurulmuş, Orta Çağ dokusunu koruyan, Almanya’nın en eski üniversitesine ev sahipliği yapan çok güzel bir şehir. Alstsat (Eski Şehir) UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınmış. Amerikan askerlerinin şehre yerleşmesi planlandığından Heidelberg II.Dünya Savaşı’nda da bombalanmamış. Biz şehri iki günde adım adım dolaştık, Heidelberg’de yapmadan dönme diyebileceğim şeyleri sıralayayım. 

Karl Theodors Köprüsü’nde yürüyelim: Nechar Nehri üzerindeki gösterişli tarihi, trafiğe kapalı köprü şehrin sembolik yapısı.

Heidelberg Kalesi‘ni gezelim. Bir tepeye kurulmuş Orta Çağ kalesindeki teraslardan şehrin doyumsuz manzarasını izleyip, tarihi binaların arasında dolaşıp, Alman Eczacılık Müzesi’ni gezip, dünyanın en büyük şarap fıçısını görebilirsiniz.

Hauptstrasse Caddesi, Avrupa’nın en uzun trafiğe kapalı caddesi şehrin en renkli caddesi. Kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ile cıvıl cıvıl bir cadde.

Studentenkarzer’i ziyaret edelim. Üniversite öğrencilerinin 18-19.yy’da cezalandırılmaları halinde kaldıkları, öğrencilerin yaratıcı figürleri ile renkli hapishane bugün müze olmuş.

Heidelberg’i detaylı gezmek isterseniz linke tıklayın. Heidelberg Gezi Rehberi: Romantik Orta Çağ Şehri

Würzburg

Romantik yolda ikinci durağımız Bavyera Eyaleti’nde Romantik yolun kuzeyde başlangıç noktası olan Würzburg. Frankfurt’tan  120 km uzaklıkta. Würzburg tarihi ve kültürel olarak da önemli bir şehir. Yerleşimin 6.yy’a kadar uzandığı şehir 15.yy’da açılan Würzburg Üniversitesi ile bilim alanında da öne çıkmış. Würzburg II.Dünya Savaşı’nda yoğun bombalamalar ile ağır hasar görmüş ancak sonrasında şehir onarılmış bugünkü Orta Çağ havasını kazanmış. Würzburg bağları ve şarap üretimi ile öne çıkan bir Alman şehri.

Würzburg’a biz bir gece kaldık, aşağıda şehirde mutlaka yapılacakları sıralayayım.

Wüzburg Residans’tı gezelim: Wüzburg Residans UNESCO Dünya Mirasları yer arasında alan, Alman Gotik ve Fransız şato mimarisini birleştiren gösterişli bir saray. 1719-1780 yılları arasında yapılan saray Güney Almanya’nın en önemli Barok eseridir. Giriş merdivenlerinin tavanına yapılan, gezegenler ve kıtaları temsil eden, 677 m2 lik fresk dünyanın en büyük tavan freskidir. Kraliyet salonunu ve beyaz salon da heykeller, freskolarla süslenmiş. Sarayın bahçesi de çok güzel. Giriş biletleri kapıdan alınabiliyor bilet 9 Euro.

Old Bridge: Yapılışı 15.yüzyıla kadar uzanan köprünün üzeri 12 aziz heykeli ile süslenmiş. Trafiğe kapalı köprü halkın toplandığı, şarap eşliğinde sosyalleştiği bir alan haline gelmiş. Marienberg Kalesi’ne ve üzüm bağlarına karşı Main Nehri üzerinde Wüzburg şaraplarını tadabilirsiniz güneş batarken.

Marienberg Kalesi; Main Nehri’nin sol tarafında bir yamaca doğru yerleşmiş kalenin ilk yapımı 8.yy’a kadar gitmektedir. Şehrin en güzel manzaralı kalesi zaman ayırabilenler için görmeye değer.

Tarihi Şehir ve Market Meydanı; Tarihi şehrin meydanında tarihi Orta Çağ binalarına karşı bir kafede oturabilirsiniz. Würzburg Katedrali, Maria Şapeli, Rathaus (Belediye Binası) Market Meydanında yer alan Rönesans, Gotik, Barok tüm stilleri yansıtan binalar bu meydanda.

  • Zamanı olanlar nehirde tekne turu da alabilirler.
Bamberg

Bamberg gezi rehberi

Bamberg Bavyera’nın en sevimli şehirleri arasında sayılıyor. II.Dünya Savaşı sonrası Amerikan askerleri yerleşeceği için savaş sırasında bombalanmayan küçük şehir orijinal Orta Çağ yapısını korumuş. 

Bamberg yedi tepe üzerine kurulmuş, Main ve Regnitz nehirleri  ile kanallar ve köprülerle bölünmüş şehir. Eski şehir ve Katedral UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.

Bamberg Katedrali: 13. yy’da yapılmış, dört heybetli kulesi olan Gotik ve Romaneks mimarili gösterişli binanın içi de çok zengin. 

Alstadt/Eski Şehir: tarihi dokusu tamamen korunmuş eski şehirde Orta Çağ binaları arasında keyifle dolaşıyoruz, bir haritaya ihtiyacımız yok.

Altes Rathaus (Tarihi Belediye Binası): şehrin sembolü ikonik yapı. Bina köprünün üzerinde ve aynı zamanda şehrin giriş kapısı. Köprünün üzerinde nehre doğru taşan binanın üzeri fresklerle süslü. Bu değişik binanın efsanesi ise şöyle. Belediye binası yapılmasını isteyen halka Piskopos arazi sağlamayınca halk da köprü üzerine yapmış bu binayı. 

Dumanlı Bira: Bamberg eski şehrinde kanallar, köprüler, parke taşlı sokaklar arasında dolaştıktan sonra şehre özgü dumanlı birasını tatmadan olmaz. Almanya’nın en çok bira içilen şehirlerinden sayılan Bamberg’in kendine özgü dumanlı  birası üretiliyor. Dumanlı biranın öyküsü de şöyle; bira üretimi sırasında kullanılan maltların deposunda yangın çıkıyor ve is kokusu siniyor maltlara. Bu maltlardan üretilen biralar beğenilince üreticiler de isli bira imal etmeye başlıyorlar. Bugün şehirde 10 dan fazla bira üreticisi bulunuyor. Değişik üreticilerin biralarını barlarda deneyebilirsiniz.

Bamberg bizim yarım gün geçirdiğimiz bir şehir oldu. Old Town’ı hayranlıkla dolaştıktan sonra en hareketli yeri belediye binasına karşı köprü girişinde öğlen yemeğimizi yörenin dumanlı birası eşliğinde yedik. Yarım gün Bamberg için yeterli.

Nürnberg

Nürnberg gezi rehberi

Nürnberg de romantik yol üzerinde olmayan bir şehir. Almanya’nın büyük şehirleri arasında. Bizim küçük Orta Çağ kasaba ve şehirlerini gezdiğimiz rotaya nasıl dahil oldu diye merak edebilirsiniz. Şehir Orta Çağ surları ile kaplı ve surların içindeki Nürnberg Kalesi de tarihi ve mimari önemi ile görmeye değer. II. Dünya Savaşı’nda ağır hasar görse de bu önemli şehrin Orta Çağ yapılarının bir kısmı restore edilir. Şehir Hitler’in en sevdiği şehir olmasına rağmen tarihin cilvesi, savaş sonunda suçluların yargılandığı mahkeme de bu şehirde kurulmuş. Bavyera bölgesinin ikinci büyük şehri ve sanayi şehri Nurnberg’de ilgi alanımız tarihi bölge olduğu için Kale ve Eski Şehri dolaştık.

Kaiserburg Kalesi, Tarihi 11.yy’a German Roma İmparatorluğu’na uzanan kale, şehrin hakim tepesine kurulmuş. Orta Çağ’ın Romaneks ve Gotik stilini yansıtıyor. Almanya’nın en önemli kaleleri arasında yer alıyor. 1050-1571 yılları arasında Roma İmparatorları da burada konaklamışlar. Şehrin manzarası da kaleden güzel. Şehir gezisine buradan başlayıp aşağıya doğru yürüyerek inebilirsiniz. 

Albert Durer Evi: Ünlü Alman ressam Alber Durer’in yaşadığı ve eserlerini yaptığı ev 16. yy’ın en zengin evleri arasında sayılmaktadır. Bugün de ressamın adına müze olarak hizmet vermekte.

Hauptmark: Şehrin ana meydanı, 14.yy’da yapılan Gotik Kilise Frauenkirche’de bu meydanda dikkat çekiyor. 

Beautiful Fountain: Hauptmark’taki,  Kutsal Roma German İmparatorluğu döneminin gotik çeşme üzerinde değişik figürler, kahramanlar, papazlar, peygamberler, toplar yer almakta. Çeşmedeki heykellerin anlamı bulunmakta. 

St.Lawrence Church; Nürnberg’in en büyük, gösterişli gotik kilisesi 13.yy’da Kutsal Roma German İmparatorluğu döneminde yapılmış. Kilisenin içi de ziyaret etmeye değer.

Bratwurst ; Nürnberg sosisi; Nürnber sosisleri ile ünlü. Bu sosisleri denemenizi öneriyoruz.

Rothenburg ob Der Taube

Rotenburg gezi rehberi

Romantik Yolun en romantik, renkli, canlı ve gözde  şehri Rotenburg. 42 kule ve 6 kapısı olan surlarla çevrelenmiş tam bir masal kasabası. Renkli binaları, meydanları, hediyelik eşya ve kurabiye dükkanları ile sokaklarında serbestçe dolaşacağınız, meydanlarında nefesleneceğiniz şehir. Tarihi surların üzerinde de yürüyebilirsiniz. Küçük bir şehir olduğundan iki üç saatte rahatlıkla dolaşılabiliyor. Biz bu şirin şehirde bir gece konaklamayı tercih ettik.

Market Meydanı: Kasabanın tam merkezinde yer alan meydanı’nın çevresi tarihi ve çok güzel binalarla çevrili. Meydanda yapımı 16.yy’a uzanan Rönesans  döneminden Belediye Binası, St.James Kilisesi ve St:George heykelli  bir çeşmesi. Bu meydanda kafelerde yer almakta.

Plönlein Meydanı: Kasabanın en çok fotoğraflanan küçük meydanında iki sokağın kesiştiği yerde 15.yy’dan kalma yarı ahşap bir ev önünde bir çeşme ve sokağın girişinde de tarihi kule yer almakta. Bu köşede fotoğraf çektirmek için sıra bekleme ihtimaliniz çok yüksek. Şehri gezen her turistin burada çekilmiş bir fotosu olabilir.

Bu küçük kasabada Christmas Müzesi, Oyuncak Müzesi, Orta Çağ İşkence Müzelerini ziyaret edebilirsiniz.

Schneeballen-kartopu tatlısı: Şehre özgü  tüm kurabiye satan dükkanlarda boy boy ve çeşit çeşit bulunuyor. 

Dinkelsbuhl

Bu küçük kasaba da iyi korunmuş bir Orta Çağ kasabası. Ayrıca komşu kasabalar Rothenburg ve Nördlingen gibi tamamen surlar ile çevrilmiş ve kapılardan şehre girilen özgün bir kasaba. Eski şehir bölgesinde

Altrathausplatz Meydanı’nda şehrin tarihi binaları arasında dolaşırken karşınıza Aziz George Kilisesi çıkacak. Bu gotik kilise de bölgenin en güzel kiliseleri arasında. Kulesine de tırmanılabilmekte. Biz meydanda dolaştık, kiliseyi gezdik ve tam meydanda bir kahve içerek bu şehre 2-3 saat ayırmış olduk.

Nördlingen

Nördlingen üstteki iki kasaba gibi Orta Çağ’ın en iyi korunmuş kasabaları arasında yer almakta, şehir tamamen surlar içinde korunmakta. Ancak diğer kasabalar içinde en küçük ve en sakin olanı. Biz hızla dolaşıp ayrıldık.

Ausgsburg

Augsburg gezi rehberi

Bavyera bölgesinin üçüncü büyük şehri. Diğer Romantik Yol şehir ve kasabalarına göre daha gelişmiş bir şehir. Almanya’nın en eski yerleşim yerleri arasındaki Ausburg M.Ö 15 yılında Romalılar tarafından kurulmuş. Almanya’nın ünlü şairi Bertolt Bretcht, Protestonlığın öncüsü Martin Luther King, Mozart’ın babası  burada yaşamış.

Anna Kilisesi‘nde Martin Luther’in yaşamını yakından izleyip, Bretcht’in de evini gezebilirsiniz.

Fuggerei Evleri, 140 daire dünyanın ilk sosyal konutları. 1521 yılında yapılmış halen ihtiyaç sahipleri tarafından kullanılıyor. Bazı evler müze gibi korunmuş ziyarete açık.

Landsberg am Lech

Landsberg am Lech Gezi Rehberi

Geçmişte tuz madenleri ile ünlü şehir İtalya Augsburg arasında Roma Yolu’nda yer alan zengin bir şehir olmuş. Hitler iktidarı ele geçirme çabaları içinde iken 1923 yılında hapis yattığı şehir. Hitler iktidara gelmeden önce 260 gün Landsber Hapishanesi’nde kalmış, ünlü Kavgam kitabını da bu hapishanede yazmış.  Hitler iktidara geldikten sonra da Hitler neonazilerinin faaliyetlerinin yoğun olduğu bir yer. Günümüzde ise tarihi şehir, renkli binaları, yeşilliği, Alp manzarası ile turistik bir şehir. Şehrin ortasından geçen Lech Nehri üzerinde yapay şelale yapılmış. Biz şehrin sokaklarında dolaştık, üç tarihi caddenin birleştiği ana meydanda güzel bir akşam yemeği yedik, yapay şelale kıyısında kahvemizi içtik. 

Füssen

Kral II.Ludwig'in Şatoları

Romantik yolda son durağımız Füssen’e heyecanla ulaştık.  Füssen sakin küçük bir şehir, asıl hedef Bavyera’nın en ünlü şatolarını görmek olduğundan iki günde de şehir içine zaman ayıramadık. Otelimize yerleşip Swangau’ya hareket ettik. İlk gün hedefimiz çılgın Bavyera kralı II.Ludwig’in Neuschwanstein Şatosu ve babası II.Maximillian’ın Hohenscwangau Şatolarını görmek idi.

Bavyera Kralı II.Ludwig’in masal şatoları Walt Disney filmlerine de esin kaynağı olmuş. II.Ludwig, 1864 yılında 18 yaşında tahta çıkmış ve 22 yıl tahtta kalmış. Tahta olduğu dönemde ülke topraklarını yönetmekten çok zamanını sanat, edebiyat ve mimari için ayırmış. Ülke kaynaklarını hayallerindeki şatolara ayırmış. Zaman içinde toplumdan ve gerçekten hayattan kopmuş, masalsı, hayali projelere dalmış. II:Ludwig’in içinde bulunduğu durum halk ve yöneticiler açısından tepki çekmiş. Kral ülkeyi borçlandırarak, ülke kaynaklarını israf ettiği gerekçesi ile tahtan uzaklaştırmaya çalışılmış. Ktal Ludwig 40 yaşında halen açıklanamayan bir nedenle saray yakınındaki gölde doktoru ile boğulmuş olarak bulunmuş.

Neuschwanstein Şatosu: Kral Ludwig’in yaptırdığı sarayın bazı bölümleri ziyaretçilere açık. Kralın kullandığı bazı odalar gezilebiliyor. Kral Ludwig hayallerinin sarayında sadece 3 hafta yaşayabilmiş. Bu masal şatosunu gezemeyenler için şatosunun büyüleyici manzarasını bütün olarak görebilmek için sarayın arkasındaki köprüye yürümek gerekiyor. Zaten o bölgeye yürüyen kalabalığı görünce bu kalabalığa arasına katılacaksınız. Şatonun arkasındaki asma köprü Marienbrücke’den şatonun büyüleyici manzarasını görebilirsiniz.  

Hohenschwangau Şatosu: Bu bölgede Kral Ludwig’in babasının yaptırdığı diğer saray da ziyarete açık.

Bu saraylar Almanya’nı en çok turist çeken şatoları arasında. Biletleri de önceden internetten almak gerekiyor ve saatinde gezmeniz gerekiyor. Biz saatini kesinleştiremediğimiz için önceden bilet alamadık ve bu iki sarayın içlerini gezemedik.

Ancak merak etmeyin bu iki sarayın içini çok detaylı olarak  linkteki yazıda okuyabilirsiniz.

Kral Ludwig II’nin İzinde Bavyera Sarayları

Linderhof Palace biletini bulabildik internette. Linderhof Sarayı, Neuschwanstein Satoşu kadar haşmetli bir saray olmasa da II. Ludwig’in tamamlayabildiği ve en çok yaşadığı saray. Saray II. Ludwig’in Fransız kralı XIV.Louis’e hayranlığı nedeni ile Fransız kralın yaptırdığı Versay Sarayı’na benzetmeye çalıştığı bir saray. Sarayın iç mekanı ve bahçesini gezerek hem Kral II.Ludwig’in gündelik yaşamı ve Fransız hayranlığını görebilirsiniz. Rehber eşliğinde sadece 30 dakika gezilebilen sarayda fotoğraf çekimi de yasak. Bizim Romantik Yolda en son gezdiğimiz bu saray gerçekten en etkilendiğimiz yerler arasında yerini aldı.

Bizim Almanya Romantik yol gezimiz Füssen’de masal şatoları ile tamamlandı. Geziyi Münih’te sonlardırmayı planlayarak çıkmıştık yola. Ancak bu coğrafyada Fransa sınırına bu kadar yaklaşmış iken ünlü Fransız şarap rotasına da zaman ayırmak istedik. Münih’ten tren ile Strazburg’a geçip üç gece bu şehirde kalıp, bir gün de Colmar’a ayırdık. Fransız şarap rotasının en renkli ve en önemli iki şehrini de ekledik Romantik Yol gezimize.

Son Söz

Benim için Almanya, Avrupa’nın görülecek öncelikli ülkeleri arasında yer almayan, sanayileşmiş bir ülke idi. Ta ki Romantik Yol rotasıyla tanışana kadar. Bu tanışmayla zihnimdeki Almanya algısı tamamen değişti diyebilirim. 

Romantik yol tarihi, doğası, kültürü, düzeni, bakımlılığı ile gezginlerin rotalarında yer alması gereken bir mücevher. Her mevsim gezilebilecek, her türlü ulaşım aracı ile dolaşılabilecek bir rota. Asıl önemlisi iyi bir planlama ile yeterli zamanda gezebilmek. Bu gezili sanayileşmiş bir ülkede yemyeşil doğada, Alp dağlarının eteklerinde, küçük sevimli köylerin arasında keyifli bir yolculuk ile birden bire kendini Orta Çağ surları ile kaplanmış bir şehirde buluyorsunuz. Günümüzde süslenmiş, korunmuş, doğal rengarenk evler,  ve kanallar, köprüler, saraylar, katedrallerle canlı, hareketli, yaşayan parke sokaklar arasında dolaşıyorsunuz. Tertemiz şık sevimli kafeler, restoranlarda yerel ve kaliteli biralar ve şaraplar eşliğinde  yerel lezzetleri tadıyorsunuz. Ülkemize uzak olmayan bu coğrafyada zengin deneyimler yaşamak mümkün.

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here