Budva, Balkan ülkesi Karadağ/Montenegro’nın Adriyatik Denizi kıyısında bir tatil şehri. Montenegro’nun en çok turist çeken şehri olan Budva hareketli gece hayatı ve plajları ile Montenegro’nun Miami’si olarak tanınıyor.

Budva ve Kotor Adriyatik Denizi kıyısında ve Karadağ’ın en popüler tarihi ve turistik iki şehri. Budva hareket ve eğlence arayanlar ve çok sayıdaki plajları ile deniz tatili keyfi yaşamak isteyenler için ideal. Kotor ise daha büyük olan eski şehrinde barındırdığı tarihi, kültürü ve doğası ile sakinliği tercih eden gezginlere hitap eden bir şehir. Adriyatik kıyıları tatilinde elbette çoğu gezgin her iki şehri de görülecek yerler listesine alacaktır. Ancak tatil anlayışındaki önceliklere göre iki şehre ayrılan süre değişecektir. Bu kararı almak için okumanızı önereceğim Kotor yazısı linkini de ekliyorum.

Kotor Gezi Rehberi: Montenegro’da Bir Ortaçağ Kasabası

Budva yaz döneminde gece klübleri, barlar, festivaller, tiyatro ve müzik gösterileri ile canlı bir ortam sunmakta. Renkli gece hayatı ve eğlence ile tanınsa da Budva, tatilcilere başka alternatifler de sunuyor; Adriyatik kıyısında 35 plaj, geçmişi 2500 yıl öncesine ulaşan tarihi şehir, değişik kafeler, restoranlar, müzeler, sanat galerileri, renkli dükkanlar.

Niçin Budva

  • Karadağ Türkler için hala vizesiz bir Balkan ülkesi.
  • Berrak, lacivert denizi, çok sayıda plajları, doğası ve hareketli gece hayatı ile tam bir tatil şehri. Deniz tatilinin yanı sıra tarihi ve iyi korunmuş eski şehri ile tarih ve kültür arayışındaki gezginlere Kotor benzeri bir atmosfer sağlıyor.
  • Balkan gezileri içinde mutlaka uğranması gereken Budva’da deniz tatili yapmak için daha uzun süre kalınabilir, öte yandan daha geniş bir coğrafyada gezmek isterseniz, Budva yanında Kotor ve Dubrovnik’i es geçmeyerek deniz tatilinizin ardına bu iki şehrin tarih ve doğasını da ekleyebilirsiniz. Budva’dan Kotor ve Dubrovnik’e karayolu ile geçebileceğiniz gibi bu geçişleri keyifli bir tekne gezisine dönüştürebilirsiniz.
  • Budva’ya direk uçuş olmamakla beraber, Karadağ’ın başkenti  Podgorica’dan ulaşılabilir.       
  • Budva (daha önceki yıllarda çok daha ucuz bir şehir iken son yıllarda konaklama ve yeme içme ücretleri biraz artmasına rağmen) bir Avrupa şehri olarak hala uygun fiyat ile tatil yapılabilen şehirlerden. Ülke henüz Avrupa Birliği üyesi olmamasına rağmen para birimi olarak Euro kullanılıyor.
Ulaşım

Karadağ ve Budva’nın haritadaki yerine bakmak ulaşım seçeneklerini daha iyi anlamamıza yarayacaktır. Balkanların güney doğusundaki Karadağ, Arnavutluk, Kosova,  Sırbistan, Bosna Hersek ve Hırvatistan ile komşu.

Budva’da havaalanı olmadığından havayolu ile ulaşımda ilk seçenek ülkenin başkenti Podgorica’ya İstanbul’dan direk uçmak. Podgorica Budva arası yaklaşık 65 km. İkinci havayolu seçeneği İstanbul’dan aktarmalı uçuşlar ile ulaşabileceğiniz Tivat, Budva’ya daha yakın mesafede. Diğer bir seçenek aradaki uzaklık daha fazla olsa da Türkiye’den en uygun fiyatlı uçuşların olduğu Arnavutluk başkenti Tiran olabilir.  

Budva’ya Podgorica ve Tivat’tan sık otobüs seferleri bulunuyor. Ayrıca Karadağ’ın diğer şehirlerinden ve sınır komşusu ülkelerden de direk otobüs seferleri bulunmakta. Mesafelerin kısalığını görünce her birine uğramayı istemeniz işten bile değil. Tivat – Budva 25 km, Podgorica – Budva – 65 km, Kotor – Budva – 23 km, Dubrovnik (Hırvatistan) – Budva – 115 km uzaklıkta. 

Biz Adriyatik kıyılarını kapsayan Balkanlar gezimize İstanbul’dan kendi arabamız ile başladık. Yunanistan, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk sonrası Karadağ’da ilk durağımız Budva idi. Adriyatik kıyısında Budva, Kotor ve Dubrovnik’te olmak üzere üç şehirde de geceledik.

Budva birçok yeri yürüyerek dolaşabileceğiniz, en uzak yerlerine de  otobüsle veya taksi ile kısa sürede ulaşabileceğiniz gezmesi kolay bir şehir. Örneğin en uzak mesafedeki Stevi Stevan’a bile eski şehirden geçen otobüslerle  2.5 Euro’ya gidebilirsiniz.

Konaklama

Budva son yıllar da artan ilgi nedeni ile çok sayıda otel yatırımına girişmiş. Bu nedenle yeni, temiz otel bulma şansı yüksek. Ancak fotoğraflarda göründüğü gibi maalesef plansız ve yüksek katlı otel inşaatları yüzünden şehirde çarpık yapılaşma oluşmuş durumda. Burada Türk müteahhitlerinin de payı olduğunu belirtelim.

Konaklama için tarihi yerleri sevenler; dar sokakları, tarihi binaları ile korunmuş bir Orta Çağ kasabası olan Old Town’daki hostel, pansiyon ve  otellerden bütçesine uygun seçim yapabilir. Yeni yerleşim yerlerini tercih edenler ise eski şehrin dışındaki bölgede de her fiyattan otel veya apart bulabilir. Biz booking.com’dan yeni bölgede fakat eski şehre yakın bir daire kiraladık. ‘Apartments Aqua‘ daki dairemiz yeni, temiz, eski şehre yürüme mesafesinde olmasının yanı sıra, tüm şehre hakim manzarası oldukça keyifli idi. Fiyat kalite düzeyi yüksek olan dairemizin manzarasının ilave maliyeti biraz yokuş tırmanmak olsa da buna değdiğini söylemeliyim. En güzel Budva manzaralarını dairemiz balkonundan çektiğimi söyleyince siz de bana hak vereceksiniz.

Kısa Tarih

Budva Adriyatik kıyısındaki şehirler arasında yerleşimin en eski tarihlere, ta 2500 yıl öncesine kadar uzanan bir şehir. M.Ö 5. yy’da İliryalı/İlirler yaşamış bu topraklarda. Sonrasında Romalılar, Bizans, Venedikler hükümranlığında kalmış. Venedikliler döneminde Osmanlı şehri kuşatarak, 1572 yılında almış ancak 1573 yılında imzalanan bir anlaşma ile Venediklilere geri verilmiş. Budva 1807 yılında Fransız, 1813 yılında Avusturya Macaristan İmparatorluğu tarafından  işgal edilmiş. 1918 yılında Avusturya Macaristan İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını kazanmış. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında 1941-1944 yılları altında Nazi İtalya’sının kontrolünde kalmış. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Yugoslavya Federe Cumhuriyeti’nde yer alan Karadağ’a bağlanmış.

Gezelim Görelim

Renkli gece hayatı ve plajlarda uzanıp deniz tatili geçirmek önceliğiniz olsa bile gezilecek yerleri sıralayalım. Budva küçük bir şehir olduğundan, plaj keyfinizden çok çalmadan buraları gezmeniz mümkün olacaktır. Bir veya iki gün içinde Budva’nın görülecek tüm yerlerini görebilirsiniz.

Stadi Grad / Old Town Sokaklarında Dolaşalım.

İlk durak şüphesiz Old Town/Eski Şehir, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan iyi korunmuş tarihi bir bölge. Şehir 15. yy’da yapılan tarihi surlar ile çevrilmiş. Budva tarihinde 1667 ve 1979 yıllarında yaşanan iki büyük deprem ile şehir büyük hasar görse de bazıları yeniden yapılarak ve restore edilerek şehrin dokusu korunmuş. Tarihi binalar, daracık taş sokaklarının arasında kaybolarak, kiliseler, restoranlar, kafeler, sevimli dükkanlar, müzeler, sanat galerileri arasında dolaşıyoruz.

Adriyatik kıyısındaki Kotor ve Dubrovnik’te deniz kenarlarında yüksek duvarlarla çevrilmiş eski şehirler ilk duraklarımız oluyor. Biz Adriyatik kıyıları gezimize Budva ile başladık. Diğer iki şehre göre buranın Old Town’ı daha küçük ve 1-2 saat içerisinde tüm şehri dolaşabilirsiniz. Eski şehrin en büyük güzelliği, hemen şehrin kapısından çıkar çıkmaz sizi karşılayan plajda yüzme lüksü sunması.

Şehrin dört kapısı limana açılıyor, marinanın şık restoranlarında dünya mutfaklarından yemek seçenekleri bulunmakta. Biz ilk gecemizde marinada Uzak Doğu mutfağından yemekler tercih ettik ve çok memnun kaldık.

Citadel / Kale’de Dolaşalım

Old Town içindeki kale ile surlarla çevrili şehri denizden gelecek saldırılara karşı savunmayı sağlamak için daha güçlü savunma sağlayacak bir alan yaratılmış. Giriş ücreti 2 Euro olan kale bölümünde bir kütüphane, küçük bir müze ve seyir alanı bulunuyor. Bu seyir terasından Adriyatik Denizi ve şehrin panoramik manzarasını görmeye değer.

Kalenin giriş duvarındaki iki balık figürü de Budva’nın simgesi. Bu figür bir efsaneye dayanıyor;  birbirine aşık iki gencin kavuşmasına aileleri izin vermeyince, birlikte  denize atlayan iki genç balık olmuşlar. Budva’da bu taşa dokunup dilek dileyebilirsiniz.

Kalenin yanından 3 Euro ödeyerek şehir surlarının üzerine çıkıp yürüyebilirsiniz. Ancak surlar kesintisiz devam etmediğinden bazı yerlerde aşağıya inmeniz gerekiyor. Biz kaleye girdik ancak surlarda dolaşmadık. Surlar üzerindeki gezintimizi çok daha uzun surları olan Dubrovnik’e sakladık.

Arkeoloji Müzesi’ni Gezelim

Eski Şehir içinde Budva tarihine ilgi duyanlar için bir arkeoloji müzesi bulunuyor. Tarihi antik döneme kadar giden arkeolojik eserler ve etnografik objeler sergilenmekte. Üç katlı olsa da küçük müzeyi 30 dakikada rahatlıkla dolaşabilirsiniz. Müze yaz dönemi saat 8- 21 arası açık.

Dans Eden Kız Heykeli ile Fotoğraf Çektirelim

Budva’nın simgelerinden ve Karadağ’da en çok fotoğrafı çekilen yerlerden biri Dans Eden Kız Heykeli. Heykele ilişkin anlatılan birkaç efsaneden en bilinen ve hüzünlü olanını anlatalım. Budva’da zamanın birinde, birbirlerine deli gibi aşık bir dansçı kız ile denizci erkek yaşarmış. Genç denizci denize açıldığında sevgilisi kıyıda dans ederek onu beklermiş. Denizci uzun süren bir yolculuğundan geri dönememiş. Dansçı aşığı günlerce kıyıda sevgilisinin döneceği umudu ile dans ederek onu beklemiş. Onların hikayesi Budva’da gerçek aşkın ve bağlılığın sembolü olmuş. Bu bronz dans eden kız heykeli Sırp sanatçı Gradimir Alksic tarafından yapılmış.

Eski Şehir gezimizde bu heykel hemen karşımıza çıkmadığından, kaçırmamak için biraz dikkat gerekiyor. Eski Şehrin plaja açılan kapısından çıkınca plajın sağına, kayalıklara doğru deniz kenarında yürünerek dansçı kıza ulaşılıyor. 

Tarihi Kiliseleri Gezelim

Tarihi şehirde birçok kilise görebilirsiniz. Burada en önemli üçünden söz edelim.

Stevi Marija Kilisesi;  şehrin en eski kilisesi, tarihi 840 yılına kadar uzanmakta.

St. Ivan Kilisesi; Budva’daki en büyük Katolik kilisesi. Eski Bishop Sarayı’nın yanında.

Stevi Trojica Kilisesi; Kalenin yakınında bir Ortodoks kilisesi. Bu kiliseler küçük olan şehir gezintinizde karşınıza çıkacaktır. Açık olanları ziyaret edebilirsiniz.

Budva Plajlarında Deniz Keyfi Yapalım

Budva’da yarım günde belki daha kısa sürede Eski Şehri gezdikten sonra Adriyatik Denizi sularında serinlemek çok keyifli. Budva’da 30 dan fazla plaj sizleri bekliyor. Yine de çok talep gören bu tatil beldesinde haziran-ağustos ayları arasında plajların oldukça kalabalık olduğunu hatırlatalım.

Dar bir alanda yer alan Budva’nın her yeri plaj denebilir. Öncelikle hemen Old Town’un kuzey çıkışında küçük plaja giriş ücreti ödemeden havlunuzu serip ya da yandaki kafelerde bir şeyler atıştırıp yüzebilirsiniz.

Daha farklı plajları denemek isterseniz, yine yürüyerek bir çok geniş plajlara ulaşabilirsiniz. Hemen şehrin içindeki, eski şehre sadece 10 dakika yürüme mesafesindeki Mogren Plajı’nda, şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz gibi kendi havlunuzla da uzanıp ücret ödemeden plajdan yararlanabilirsin. Budva’nın 6 km uzağında ve 1,2 km uzunlukta sahili olan Jaz Plajı‘nın sağ köşesi de çıplaklar için ayrılmış. Diğer popüler plajlara arasında yer alan Becici ve Rafailovici Plajları, daha sakin ve kum plaj tercih edenler için cazip plajlar olarak sayabiliriz.

Biz Budva’da plaj tercihimizi  ev sahibimizin önerisi üzerine Stevi  Stefan  Adası’nın önündeki halka açık plajından yana kullandık. Stefan Adası Budva fotolarında en çok görülen manzaralı yer. Aslında kara ile bağlantısı olan bir ada. 15.yy’da balıkçı köyü olan ada bugün özel sektör tarafından işletilen, sadece otel müşterilerinin girebildiği tatil köyüne dönüşmüş. Dünya çapında ünlülerin ziyaret ettiği, gecelik oda ücretlerinin çok yüksek olduğu otele, sadece karşıdan baksak da yanı başında yüzme şansına sahip olabildik. Stefan Adası Old Town’a 10 km uzaklıkta, arabası olmayanlar şehir içi otobüsler ile plaja ulaşabilirler.

Havai Adası‘nda yüzmek mümkün Budva’da. Şaşırtıcı değil mi? Karadağ’ın en büyük adası ve sadece kıyıdan bir km uzaklıktaki Saint Nicola Adası lacivert suları ve kumsalları ile Havai havası yaşattığı için Havai Adası olarak biliniyor. Adaya kıyıdan 3 Euro ücret ile teknelerle ulaşıp deniz keyfi yapabilirsiniz.

Budva Gece Hayatı ve Festivallerin Tadını Çıkartalım

Adriyatik kıyısının en hareketli, canlı ve eğlenceli kenti Budva. Çok sayıda gece klüplerinin, sokak eğlenceleri, müzik etkinliklerinin yanı sıra yaz festivalleri de popüler. Genellikle ağustos ayında düzenlenen Sea Dance Festivali Avrupa’nın en iyi 10 festivali arasında değerlendiriliyor.

Yeme İçme

Son yıllardaki popülerliği ile dünyanın her yerinden turist çeken Budva mutfağı da zenginleşerek klasik Balkan ve İtalyan mutfağının ötesine geçmiş. Öylesine ki, Türk  işletmesi Smyrna’da klasik kahvaltınız ile güne başlayabilirsiniz. Öğlen ve akşam yemeklerinde, Uzak Doğu’nun Tayvan mutfağından çorbalar, tavuklar, Balkan mutfağından cevabiler, İtalyan mutfağından pizzalar, risottolar, Rus mutfağından borç çorbaları ve daha fazlası bol çeşitlerle sunumlarda. Yukarıda bahsettiğim gibi biz ilk gecemizde marinada bir restoranda Uzak Doğu yemeklerini tatmıştık. Balkanlar gezimiz 15 günlük uzun bir gezi olduğundan cevabi köfteleri, kebapları başka ülkelerde, deniz ürünlerini de Kotor’da yemiştik. 

Son Söz

Budva Karadağ ve Balkanlar turunda mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Öncelikle Adriyatik kıyısında en çok plajı olan, deniz güneş ve eğlence sevenler için tercih edilecek bir şehir. Karadağ’da Budva ve Kotor aralarında sadece 30 km bulunduğundan birinde geceleyip, diğerine günübirlik gitmek de mümkün tabi. Biz iki şehirden de vazgeçemedik, Budva’ya 2 gece Kotor’a 1 gece ayırdık. Daha çok güneş, deniz ve gece hayatı tercih ederseniz Budva’ya daha çok zaman ayırabilirsin. Budva’da eğlence ve denize doyduktan sonra, daha yeşil, sessiz ve sakin bir şehir olan Kotor’a geçebilirsiniz. Kotor Old Town daha büyük ancak o da yarım günde gezilecek bir yer. Bizim ayırdığımız süre iki yer için de ideal oldu.

Budva’da  iki gece kalmamıza rağmen Saint Nicola/Havai Adası’nı gezmemek tek eksiğimiz olabilir. Bir gün daha ayırabilse idik adada tepelere tırmanıp, berrak sularında yüzebilirdik.

Önceliğimizin daha çok tarih, kültür ve doğa olmasına, deniz tatili ve gece hayatı ikinci sırada yer alsa da, Adriyatik kıyısında ilk kez yüzdüğümüz Budva’yı çok sevdik. Görmeye, gezmeye, en az bir gün geçirmeye değer Budva’yı gezi planınıza aracı olduğumu ümit ederim.

Gönlünüzce gezmelere…

1 COMMENT

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here