Gezgin olarak, bir bilimsel toplantıda büyük bir tesadüf eseri karşıma çıkan ve bir solukta okuduğum kitabı tanıtmak istiyorum.
Hristiyanlık, İslamlık ve Avrupa (Endülüs, Sicilya, Haçlı Seferleri) isimli, Alp Hamuroğlu’nun kitabının konusu, uygarlık-din ilişkisi, uygarlıklar arası dinsel ve kültürel alışverişler ve dinlerin coğrafyalar arası farkları ile coğrafyaların karşılaştırmalı din-kültür tarihidir. Bilim ve Gelecek Kitaplığı yayınlarından 2016 yılı basımıdır.
Kitabın ismi içeriğinin çok kapsamlı olduğu duygusu uyandırıyor. Ayrıca öğrenim hayatımız boyunca aldığımız tarih derslerinin tekdüzeliği aklımıza gelip zorunlu tarih dersleri bitti bu konuları neden tekrar okumalıyım diye düşünebilirsiniz. Siz kitabı okumaya başlayın, bitirince niçin daha önce bu kitabı okumamışım diyeceksiniz.
Uygarlıklar, coğrafya, tarih ve dinler tarihi konusunda sadece gezilerde değil günlük yaşamda da kullanabilecek bilgiler çok sistematik bir şekilde anlatılıyor. Tarih coğrafya derslerinde karşımıza çıkan ve bir türlü bütün olarak göremediğimiz ve sınav bitince unuttuğumuz birçok konu bu kitapta. Kitabı bitirince birçok kavramın, olayın kronolojik sıra ile zihninize yerleştiğini anlıyorsunuz. Kitabın sadece gezginlere değil, her meslekten kişilere ve özellikle öğrencilere farklı bir vizyon sağlayacağına inanıyorum.
Kitabın yazarı Alp Hamuroğlu uzun yıllardır Almanya’da, bir Batı ülkesinde yaşamaktadır. Bir tarihçi olmamasına rağmen yıllardır bu alanda çalışmalar yayınlamıştır. Kitap dinlerin tarihi ile başlayıp 14.yy’a kadar gelen bir dönemi Doğu Batı Uygarlığı açısından akıcı, sade ve anlaşılır bir dille aktarmaktadır. İşin ilginç tarafı, Yazar 20 yıl önce Endülüs gezisi sırasında Doğu’nun İspanya’nın bu bölgesindeki etkisini görünce bu konuları yazmalı diyerek Batı uygarlığında Doğu’nun etkisini araştırmaya başlamış.
Kitapta, ‘Batı mucizesi’ diye adlandırılan modern Avrupa’nın ortaya çıkış sürecinde Doğu ve İslam etkisi vurgulanıyor. Hristiyanlı’ğın karanlık çağı, İslamiyet’in altın çağı Ortaçağ’da Avrupa’nın İslam uygarlığından çok şey aldığını ortaya koyuyor. Doğu’dan Batı’ya uygarlık aktarımında üç kapı öne çıkıyor. Birincisi ‘Avrupa’nın batısındaki Doğu’ Endülüs, ikincisi Sicilya’da oluşan ‘İtalyan İslam’ı ve üçüncü en büyük etkileşim ‘Haçlı Seferleri’.
Kitap, Avrupa ve Batı tarihinin nesnel olmayan bir şekilde ve Hristiyanlığa göre ve Hristiyanlık için yazılıp, gerekli durumlarda seçilmiş ve eksiltilmiş olduğunu ortaya koyuyor. İslam tarihi ile Hristiyanlık tarihi arasında ihtiyaca göre ve sonradan üretilme açısından farklılık bulunmaktadır. İslam tarihi Hristiyanlık tarihine göre daha doğru bir tarihtir.
Yazar kitabın ilk bölümünde Musevilik, Hristiyanlık ve İslamın doğuşunu anlatmaktadır. Daha sonra Doğu uygarlığının sanatın bilimin Batı’ya aktarımını sağlayan üç kapıyı detaylı anlatmıştır. Endülüs, Sicilya ve Haçlı Seferleri ayrı bölümlerde ele alınmıştır. Hristiyanlık tarihinde çok sayıda çok yönlü Haçlı Seferleri yer almaktadır; hristiyanlığı yaymak için, hakimiyet kurmak için, ekonomik nedenlerle olanlar gibi. Kitapta 11 -14. Yüzyıllar arasında İslam’a ve Türklere karşı yapılan ve tarihte esas Haçlı Seferleri olarak bilinen seferleri anlatılmaktadır. Avrupa tarihi açısından bir dönüm noktası olan son derece önemli bu seferler, Yazarın kitabında nedenleri ve sonuçları, dinler, coğrafyalar, toplumlar üzerindeki etkileri ile çok detaylı olarak tartışılmaktadır. Son bölümde ise peygamberler, dinler ve toplumlar yer almaktadır.
Çok gezen mi, çok okuyan mı sorusunu hep sorarız ya! Gezgin olmak aynı zamanda çok okuyan olmak demek. Farklı coğrafyalar, farklı kültürler, farklı tarihler yaşamış ülkelerde gezerken sadece gördüklerimiz yeter, okumaya gerek yok diyemiyoruz. Tanıştığımız her yeni kültürle daha çok okuma istediğimiz artıyor.
Bu kitabı yola çıkan, yola çıkamayan her yaştan, her meslekten, meraklı, okumayı seven herkese öneriyorum.